Türk Akrobasi Timi Hakkında

1911'DEN TÜRK YILDIZLARINA ÇİFT BAŞLI KARTAL FİGÜRÜOrta Asya Türk inancına göre,insanlara gökyüzü ve yeryüzü yolculuklarında refakat eden koruyucu varlıklar kuş şeklindedir.

OYAK ÜYELERİNE ÖZEL OTOMOBİL KAMPANYASI

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured post 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured post 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

29 Aralık 2011 Perşembe

GÜL'DEN EMEKLİ VEKİL ZAMLARINA VETO


Cumhurbaşkalığından yapılan açıklamada, veto kararının gerekçeleri arasında,kamu vicdanında yol açtığı rahatsızlık gösterildi.

Açıklamada söz konusu kanunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na geri gönderilmesinin gerekçeleri şöyle sunuldu:Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca 23/12/2011 tarihinde kabul edilen 6262 sayılı“Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” incelenmiştir.

İncelenen Kanun ile, diğer hususların yanında dışarıdan atanan bakanların ve milletvekillerinin emeklilikleri ile ilgili düzenlemelere de yer verildiği görülmüştür.

Anayasanın, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ödenek ve yolluklarını düzenleyen 86 ncı maddesinde 21/11/2001 tarihli ve 4720 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ödenek ve yollukları yanında emekliliklerinin de kanunla düzenlenmesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ile bunların emeklilerinin Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı ile ilgilendirilerek üyeliği sona erenlerin de ilgilerinin devam etmesi öngörülmüştür. Böylece, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin emeklilik işlemleri Anayasal dayanağa kavuşturulurken, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı ile ilgilendirilmeleri suretiyle de, farklı sosyal güvenlik kuruluşları ile ilgi kurulmasından doğan emeklilik haklarına ilişkin farklılığın giderilmesi, aynı emeklilik hak ve imkânlarına tâbi olmaları sağlanmıştır.

Ayrıca bu maddenin, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine ödenecek ödenek ve yollukların, kendilerine sosyal güvenlik kuruluşları tarafından bağlanan emekli aylığı ve benzeri ödemeler varsa bunların kesilmesini gerektirmeyeceğini hükme bağlayan ikinci fıkrası da, ilk fıkradaki değişikliğe paralel olarak, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı tarafından bağlanan emekli aylıklarının kesilmemesini sağlayacak şekilde değiştirilmiştir.

Anılan Anayasa değişikliğine ilişkin Anayasa Komisyonu Raporunda, yasama organı üyelerinin, siyaset kurumunun yapısı ve uzun süreci içinde saygınlıklarını emeklilik dönemlerinde de sürdürmek durumunda oldukları ve milletvekilliğinden sonra da toplumsal sorumluluklarının devam ettiği; siyasetin ve milletvekilliğinin sadece ekonomik durumları yüksek düzeyde olanların uğraş alanı olmaktan çıkarılması amacıyla da milletvekillerinin ve emeklilerinin durumlarının bir bütünlük içinde ele alınmasının gerektiği belirtilmiştir.

On sene önce yapılan söz konusu Anayasa değişikliğine rağmen, bunun gerektirdiği yasal düzenlemelerin gerçekleştirilememesi sebebiyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ve hatta Başkanlarının emekli aylıkları arasında önemli farklılıklar oluşmuştur.

GEREKÇE ANLAŞILAMAMIŞTIR

İncelenen Kanunla 5510 sayılı Kanunun 43 üncü maddesinde yapılması öngörülen değişikliğin, Anayasanın 86 ncı maddesinde 2001 yılında yapılan değişiklikle yasama organına tanınan düzenleme yetkisi çerçevesinde gerçekleştirildiği ve bu suretle, emekli milletvekillerinin almakta oldukları aylıklar arasındaki eşitsizliğin giderildiği anlaşılmakta ise de, çerçeve 16 ncı madde ile 5510 sayılı Kanuna eklenmesi öngörülen geçici 38 inci maddenin birinci fıkrasında, 43 üncü maddede yapılan değişiklikle Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ve dışarıdan bakanlık görevlerinde bulunanlara veya bu görevleri herhangi bir sebeple sona erenlere ödenecek emekli aylığının belirlenmesine esas % 42’lik oranın 31/12/2020 tarihine kadar % 60 olarak uygulanacağının hükme bağlanmasının gerekçesi anlaşılamamıştır.

Yasama organının söz konusu oranların belirlenmesi konusunda takdir yetkisi bulunmakla birlikte, emekli aylığının belirlenmesine esas olan oranın sekiz yıllık bir süre için yüksek oranda artırılarak uygulanmasının kamu vicdanında da rahatsızlığa yol açtığı görülmektedir.

Bu sebeple, incelenen Kanunun çerçeve 16 ncı maddesinin yeniden değerlendirilmesinde yarar görülmektedir.

Yayımlanması yukarıda açıklanan gerekçelerle uygun görülmeyen 6262 sayılı “Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”, 16 ncı maddesinin Türkiye Büyük Millet Meclisince bir kez daha görüşülmesi için, Anayasanın değişik 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca ilişikte geri gönderilmiştir.”

Diyarbakır ve Yüksekova'da olaylar çıktı


Şırnak'ın Uludere ilçesi'nin sınır kesiminde hava operasyonunda 35 kişinin ölmesinin ardından Diyarbakır ve Yüksekova olaylar çıktı. Göstericilerle güvenlik güçleri arasında gerginlik yaşandı. Güvenlik güçlerinin göstericilere müdahale etmemesini isteyen BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, ‘Bırak vatandaş biraz yürüsün. Molotof atıyor, bırak atsın. Attığı dükkan kimin benim dükkanım. Emniyet bu kadar yakına girmesin, uzaktan kontrol etsin, vatandaş biraz deşarj olsun’ dedi. Bu arada Taksim'de de toplanan yüzlerce kişi oturma eylemi yaparak olayı protesto ediyor.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin hava operasyonunda 35 kişinin ölmesi, Diyarbakır'da protesto edildi. Diyarbakır BDP il binası önünde öğlen saatlerinde toplanan yaklaşık 5 bin kişi, 'Katil hükümet', 'Katil devlet', 'İntikam' sloganları atarak Koşuyolu Parkı'na kadar yürüyüşe geçti. Yüzleri maskeli olan ve ellerinde molotof kokteylleri bulunan gençlerin öncülük ettiği yürüyüşe, polis izin vermeyince gerginlik çıktı.

YÜRÜYÜŞ İÇİN NİYE İZİN VERMİYORSUNUZ
Göstericilerin arasında bulunan yüzü maskeli gençlerin havai fişekler ve molotof kokteyleri atması üzerine, çevik kuvvet ekipleri panzerler eşliğinde göstericilere göz yaşartıcı bomba ve tazyikli suyla müdahale etti. BDP il binasının önü ve Bayındırlık Caddesi bir anda savaş alanına dönerken, olay yerine gelen BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan polislerle görüşerek yürüyüşe izin verilmemesine tepki gösterdi. Milletvekili Tan, "Yürüyüşe niçin izin vermiyorsunuz? Katliam olmuş 36 kişi ölmüş, insanlar demokratik hakkını kullanarak yürümek istiyor. Kim buna izin vermiyor?" dedi.

Polis müdürleri ise uyarıda bulunmalarına rağmen grubun içinde örgütü simgeleyen bez parçaları bulunduğunu, yürüyüşün illegal olması nedeniyle izin vermediklerini, grubun kendilerine saldırması nedeniyle müdahale etmek zorunda kaldıklarını söyledi. Polis Müdürleri, "Biz uzaktan grubun dağılması için uyarı yaparken bize iki ses bombası atıldı" dedi.

MİLLETVEKİLİ, "BIRAKIN MOLOTOF ATIP DEŞARJ OLSUNLAR"
Polis müdürlerinin bu açıklamaları üzerine Milletvekili Tan, şunları söyledi:

"Vatandaş bir tepki ortaya koyuyor, vatandaş yürüse ne olacak. Şimdi bunların taş attığı kim? Attığı sokak dükkana biz zarar verilmesini istemiyoruz, ama o dükkan sahipleri de amcalarının oğlu, teyzesinin oğludur. Tabii ki biz olay çıkmasını istemiyoruz, taş atılmasını istemiyoruz. Ama farzet ki attı, kendine zarar veriyor. Bırakın kendine zarar veriyor. Niye müdahale ediyorsunuz. Ilımlı olmak lazım, biraz mesafeli kalmak lazım. Sel kalktığı zaman o suyu temizlemek lazım. Karşı çıkıldığı zaman daha fazla olay çıkar. Bırak vatandaş biraz yürüsün. Molotof atıyor, bırak atsın. Attığı dükkan kimin benim dükkanım. Emniyet bu kadar yakına girmesin, uzaktan kontrol etsin, vatandaş biraz deşarj olsun. Dünyanın her yerinde oluyor bunlar. Biz Efkan Ala, Hüseyin Avni Mutlu dönemini de gördük. Diyarbakır Valisi Efkan Ala, emniyet görevlilerini 3 gün çekti. Cana gelmesin mala gelsin dedi. Ve bence büyük olayları önledi ve başarılı oldu. Yarın 100 bin kişi burada organize edilse nasıl engelleyeceksiniz. Savaş mı çıkacak doğru değil bunlar. Ben seçilmiş bir adam olarak diyorum ki 5 kilometre yürüyeceğim burada. Buna karar veren kim. Ben vatandaşla yürüyeceğim. Bu yasağa karar veren kim? Bizi üzseniz siz de üzüleceksiniz, korkmayın."

Polis yürüyüşe izin vermezken, BDP il binası önündeki olayları görüntülemek isteyen gazetecilere yüzleri maskeli gençler "faşist medyayı istemiyoruz" diyerek saldırdı. Gazeteciler, olay yerinden uzaklaşmak zorunda kaldı. Bayındırlık Caddesi üzerinde olaylar devam ederken, bir polis helikopteri ise kenti üstten sürekli gözetim altında tuttu.

Olayların yatışmasından sonra BDP otobüsünden yapılan anonsta, yarın saat 12.00'da yürüyüş yapılacağı ve herkesin bu yürüyüşe katılması istenirken, il binası önünde göstericilere tazyikli su sıkarken bir tekerleği çukura giren bir TOMA panzeri ise çekiciyle kurtarıldı.

YÜKSEKOVA'DA DA OLAYLAR ÇIKTI
Hakkari Yüksekova'da ise BDP Hakkari Milletvekili Esat Canan, BDP İlçe Başkanı Rustem Demir’in de aralarında bulunduğu yaklaşık 1000 kişi, Yüksekova-Şemdinli yol ayrımında toplandı.

Grup adına basın açıklaması, Milletvekili Canan tarafından okundu. Canan, bunun bir katliam, sorumlusunun Ak Parti hükümeti olduğunu öne süren, hesabının sorulacağını belirten Canan, İçişleri Bakanının da derhal istifa etmesi gerektiğini söyledi. Yapılan basın açıklamasını ardından kalabalık slogan atmaya başlayınca çevrede geniş güvenlik önlemi alan polis, müdahalede bulundu. Polis göstericileri gözyaşartıcı bomba ve basınçlı su kullanarak dağıtmaya çalışırken, göstericileri ise taş atarak karşılık verdi. Olaylar cadde ve sokaklarda devam ediyor.

ŞIRNAKTAKİ 35 ÖLÜ İÇİN HÜKÜMETTEN BAŞSAĞLIĞI GELDİ


Türk Hava Kuvvetleri’ne ait savaş uçakları dün gece Irak sınırında PKK’nın terör yuvalarına yönelik hava operasyonu gerçekleştirdi. Genelkurmay'dan olayla ilgili açıklama geldi. AK Parti'den de ilk açıklama Hüseyin Çelik'ten geldi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, MKYK sonrası açıklamalarda bulundu.Çelik, "Ölenler arasında gazi çocuğu da var" dedi.
İşte Çelik'in açıklamalarından satır başları:

Hakkari’nin Uludere ilçesinin Ortasu köyü ile Haftanin bölgesi arasında bir yerde, bir grup terörist zannedilerek TSK Hava Kuvvetleri tarafından oraya bir saldırı düzenlemiştir. 35 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Ailelerine Allah’tan rahmet diliyorum.

MALUM BİR OPERASYON VARDIR

Heronların yaptıkları tespitlere dayanılarak yapılan malum bir operasyon vardır. Şırnak valiliğinden ve devlet görevlilerinden aldığımız bilgilere göre bu insanların sigara kaçakçılığı ile uğraşan insanlar olduğu bilgisi vardır.

Bu aşamada çok ileri ifadeler kullanılması belki doğru olmayacaktır. Eğer yapılan bir hata varsa, yanlış varsa, kusur varsa, hukuk devleti mantığı içerisinde bu tespit edilecektir ve şüphesiz ki bunun gereği neyse bu yapılacaktır.

MAKSADINI AŞAN İFADELER KULLANANLAR VAR

Ama bu insanların terörist olmadıkları, kaçakçılık yaptıkları tespit edilmiştir. Bu insanların yüzde yüz kaçakçılık yaptıkları tespit edilse bile bu insanların bombalanmaları gerekmiyor. Çok maksadını aşan ifadeler kullananlar var. Onları kendi beyanlarıyla baş başa bırakıyoruz.

Şırnak Valiliği, savaş uçaklarının sınırın Irak tarafındaki Sinat- Haftanin kesimindeki bombardımanda ölenler olduğu haberleri üzerine Kriz Merkezi oluşturdu. İlk aşamada ölü sayısının 20’nin üzerinde olduğunu açıklayan Şırnak Valiliği’nden öğle saatlerinde yapılan yazılı açıklamada, "Irak’ın ilimiz Uludere İlçesi’ne yakın sınırında 28.12.2011 çarşamba günü gerçekleştirilen hava harekatı sonucunda 35 kişi hayatını kaybetmiş 1 kişide yaralanmıştır. Konu ile ilgili gerekli adli ve idari tahkikat başlatılmıştır" denildi.

ÖLENLER ARASINDA GAZİ ÇOCUĞU DA VAR

Bunların içinde korucu çocuğu, bir gazi çocuğu vardır. Olay üzücü bir olaydır. Buradaki adli soruşturmanın bitmesini beklemek gerekir. Partimiz adına üzüntülerimizi ifade ediyoruz. bir hata bir kusur, bir yanlış, bir eksiklik varsa bu örtbas edilmeyecektir. Gereken neyse yapılacaktır.

KASIT SÖZ KONUSU DEĞİLDİR

Burada bir kasıt söz konusu değildir. bunu 33 kurşuna benzetenler çok artniyetli ve ideolojik olarak bakıyorlar.

Yapılan araştırmalar, incelemeler işin gerçek mahiyetini ortaya koyacaktır. Sizler de bizlerde son sözlerimizi o zaman söyleyeceğiz.

Sayın Başbakanımızın talimatıyla vefat edenlerin otopsilerin yapılması için Malatya’ya götürülmesine engel olunmuş, adli tıp’ın tüm imkanlar Şırnak’a götürülmüştür.

KORUCU VE ÖĞRENCİLER VAR

Ölen 35 kişi arasında geçici köy korucuları ile öğrencilerinde bulunduğu öne sürülürken, 3 cesedin Şırnak Devlet Hastanesi’nde olduğu, diğerlerinin köylüler tarafından olay yerinden alındığı belirtildi.

Köylülerin katır sırtında ve traktörlerle önce Irak sınırının sıfır noktasındaki Ortasu Köyü’ne getirilen cesetler, buradan daha büyük köy olan Gülyazı’ya Köyü’ne götürüldü. Köylüler, otopsinin köydeki Sağlık Ocağı’nda yapılmasını istedi.

28 Aralık 2011 Çarşamba

Öcalan mağaraların sırrını açıkladı


Güneydoğu Anadolu’da ortaya çıkartılan PKK mağaralarıyla ilgili konuşan Osman Öcalan, Kuzey Irak’taki mağaralarda 500 kişinin aynı anda eğitim alabildiğini söyledi. Bugün'ün haberine göre, Türkiye’deki mağaraların ise operasyon öncesi ve sonrasında saklanmak için kullanıldığını anlattı.
Son günlerde Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da birbiri ardına ortaya çıkartılan PKK sığınak ve mağaralarının operayon öncesi ve sonrası saklanmak için kullanıldığını söyleyen Osman Öcalan, Kuzey Irak’ta 500 kişilik mağaralar olduğunu belirtti. Öcalan sözlerine şöyle devam etti; “PKK’nın kullandığı mağaralar, Türkiye içindekilerle sınır dışındakiler farklı mahiyettedir. Türkiye tarafındakiler yeni yapılmış mağaralardır ve bunlar eylem sonrasında çekilme yerleridir. Bir eylem öncesi veya sonrası dinlenme ve ön hazırlık aşamaları orada geçer. Türkiye’deki mağaraların yapımında dinamit kullanılmıyor. Daha çok kazma kürekle çalışılarak hazırlanıyor. Şırnak’taki 7 katlı mağara eskiden kalmış ve tarihte de çeşitli nedenlerle kullanılmış bir mağaradır. “Mağaralarda yaşam tabii ki zordur. Bu nedenle çok zorunlu olmadıkça oralara girilmez. Zaman zaman kullanılır yani sürekli olmaz. Geçiş güzergahlarında kullanılan, operasyonlar sırasında saklanılan sonra çıkılan alanlardır.

BASINÇTAN ETKİLENMEZ

Kuzey Irak’taki mağaralar ise daha çok eğitim amaçlı kullanılıyor. Eğitim ve muhtemel operasyon zamanlarında sığınılan yerlerdir. Irak’takiler 500 kişinin dahi oturup eğitim aldığı, tartıştığı yerlerdir. Üstleri en az 50-100 metre kayalık olan, ağzı kamuflajlı, içi labirentler biçiminde olur. Dış saldırıya karşı da korunaklı bir haldedir. Bu nedenle basınç etkilemez. Birkaç ayrı çıkışları da vardır. Her 50 metrede bir çıkış yerleri bulunur. Kısacası her türlü saldırıya karşı hazırlıklı şekilde donatılmıştır, saldırıda isabet alsa dahi etkilenmez.”

PKK kırsalda zayıflayacak

Türkiye’de güvenlik birimleri arasında bir koordinasyon var. Bu temelde yürütülen saldırıya karşı PKK klasik gerilla savaşı uyguluyor. Bunun bittiğini 2003’te söylemiştik. Şimdi PKK epeyce kayıp verdi ve zayıflayacak.

YAŞAMAK ÇOK ZOR

Osman Öcalan mağarada yaşamanın çok zor olduğunu söyledi. O yüzden PKK’lılar ancak geçici olarak mağaralara sığınıyorlar.

Hristofyas: Doğalgaz bulundu


Kıbrıs Rum kesimi Doğu Akdeniz'de sondaj yapılan bölgede yaklaşık 200 milyar metreküp doğalgaz bulunduğunu açıkladı.Güncelleme:28 Aralık 2011 17:20
LEFKOŞA (A.A) - Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, Rum yönetimin tek yanlı ilan ettiği sözde "Münhasır Ekonomik Bölgesi" (MEB) içinde yer alan ve "Afrodit" olarak adlandırılan 12. parselde, sondaj çalışması yapan Noble Energy şirketinin, "5861 metrede temiz doğalgaz bulduğunu, araştırmanın ilk sonuçlarına göre 12. parselde, 140 ila 230 milyar metreküp doğalgaz olabileceğini" açıkladı.

MEB'deki 12. parselde doğalgazın bulunduğunu duyuran Hristofyas, bunun "Kıbrıs" için "tarihi bir an olduğunu" söyledi.

Rum haber ajansına göre Hristofyas, Rum başkanlık sarayında konuyla ilgili yaptığı açıklamada, 12. parselde, Noble Şirketi tarafından yapılan sondaj çalışmalarının sonuçlarının olumlu olduğunu belirtti.

Subay itiraf etti: Bize yanlış yeri arattılar


Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopterin uzun süre neden bulunamadığına ilişkin tartışmaları bitirecek önemli bir gelişme yaşandı. Bir subay her şeyi anlattı.Güncelleme:28 Aralık 2011 19:19
Zaman gazetesinde yer alan iddialara göre, arama kurtarma faaliyetlerine katılan bir subayın, soruşturmayı yürüten savcılara o gün yaşananlara ilişkin bir mektup gönderdiği öğrenildi. "Şu an itibarı ile ismimi yazmamamı mazur görmenizi rica ediyorum." diye başlayan mektupta, helikopterin düştüğü gün GSM şirketlerinin verdiği koordinatlar ışığında hazırlanan haritaların sümenaltı edildiği iddialarını güçlendiren ifadeler yer alıyor.

Kendilerine günlerce alakasız yerlerde arama yaptırıldığını belirten subay, "Enkaza ulaşım, bilinçli bir şekilde engellendi. Arama tarama yaptırılan yerlerin alakasızlığını, Genelkurmay Karargâhı'ndan gönderilen ve enkazın yerini çok küçük bir alanda net olarak gösteren bir haritanın varlığını öğrenmekle anladım." diyor.

Helikopterin düşmesinin ardından Genelkurmay Karargâhı'ndan, Adana Jandarma Bölge Komutanlığı ve Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanlığı'na krokilerin gönderildiğini anlatan meçhul subay, bu haritanın ilgili komutanlar tarafından bilinçli olarak kaale alınmadığına dikkat çekiyor.

Meçhul subay, mektubunda süreci şöyle anlattı: "Bu krokilere konu, Turkcell ve Avea operatörlerinin kaza bölgesinden alınan sinyalleri gösteren yerin kesişme noktasıdır. Bu alan sonradan enkazın bulunmasıyla anlaşıldığı üzere enkazı tam ve doğru olarak tespit edecek hüviyette bir noktadır. Hatta bir köylünün 156 Alo Jandarma'ya yaptığı ihbarın gösterdiği nokta aynı noktayı göstermekteydi

MGK'dan Fransa açıklaması! Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sona erdi.


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığında Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen MGK toplantısı, yaklaşık 5 buçuk saat sürdü.

Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının ardından yayımlanan bildiride, Fransa Parlamentosunda kabul edilen yasa teklifinin toplantıda tüm boyutlarıyla ele alındığı belirtilerek, ''Tarihin parlamentoların alacakları yanlı kararlarla yeniden yazılmasının yanlışlığı bu kanun tasarısıyla daha vahim bir şekilde görülebilmiştir. Fransa'da, aklı selimin hakim olması ve bu hatalı adımdan geri dönülmesi yönündeki beklentimiz sürmekle birlikte, tasarının kanunlaşması durumunda bu haksız tasarrufa her şekilde karşı çıkılması kararlaştırılmıştır'' denildi.

MGK toplantısının ardından yayımlanan bildiride, Fransa'da iktidar partisi tarafından gündeme getirilen ve 22 Aralık 2011 tarihli ulusal meclis oturumunda hükümet temsilcisi tarafından da açıkça desteklenerek kabul edilen yasa teklifinin tüm boyutlarıyla ele alındığı belirtildi.

Bildiride, anılan yasanın ifade özgürlüğüne, bilimsel çalışmalara ve ilgili uluslararası hukuk kurallarına aykırılığına dikkat çekilerek, bu gelişmenin iki ülke arasındaki tarihe dayanan dostluk ilişkilerine büyük bir darbe vurduğunun kaydedildiği vurgulandı.

Bildiride şöyle denildi:

''Bu konuda hükümetin bu aşamada açıkladığı ve Fransa'nın atacağı adımlara bağlı olarak benimseyebileceği ilave tedbirlerin kararlılıkla uygulanmasının önemi vurgulanmıştır. Tarihin parlamentoların alacakları yanlı kararlarla yeniden yazılmasının yanlışlığı bu kanun tasarısıyla daha vahim bir şekilde görülebilmiştir. Fransa'da, aklı selimin hakim olması ve bu hatalı adımdan geri dönülmesi yönündeki beklentimiz sürmekle birlikte, tasarının kanunlaşması durumunda bu haksız tasarrufa her şekilde karşı çıkılması kararlaştırılmıştır.''

Share

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More