Türk Akrobasi Timi Hakkında

1911'DEN TÜRK YILDIZLARINA ÇİFT BAŞLI KARTAL FİGÜRÜOrta Asya Türk inancına göre,insanlara gökyüzü ve yeryüzü yolculuklarında refakat eden koruyucu varlıklar kuş şeklindedir.

OYAK ÜYELERİNE ÖZEL OTOMOBİL KAMPANYASI

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured post 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured post 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

16 Ocak 2012 Pazartesi

Kerman çiftinin katili PKK'lılar öldürüldü


Tunceli'de halı sahadaki polislere saldıran ve Kerman çiftini şehit eden 7 PKK'lı saklandıkları sığınakta öldürüldü. PKK'lı grubun ayrıca 4 güvenlik görevlisinin katili olduğu belirlendi.

GENÇ KADIN EŞİNE KOŞARKEN ŞEHİT EDİLMİŞTİ(FOTO GALERİ)

Tunceli'de polislerin halı saha maçına 3 koldan saldıran PKK'lılara büyük darbe vuruldu. Türkiye'yi yasa boğan olay 4 Eylül'de gerçekleşmişti. Munzur Mahallesi'nde saat 21.30'da halı sahada futbol oynayan polislere teröristler, uzun namlulu silahlarla saldırmıştı.

Özel bir otomobil içinde 5 kişi olan ve üzerlerinde asker kıyafeti bulunan teröristler, futbol oynayan polisleri taramıştı. Saldırı sonrası Asayiş Şube'de görevli komiser Cem Kerman ile maçı izleyen eşi öğretmen Dilay Kerman şehit olmuş, 3'ü ağır 8 polis de yaralanmıştı. Saldırı sonrası güvenlik güçleri zanlıları yakalamak için çalışma başlattı. Tunceli İl Jandarma Komutanlığı Terör ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri titiz bir çalışma yürüttü. Güvenlik güçleri geçtiğimiz günlerde 7 kişilik PKK'lı gurubun şehir merkezine yakın bir bölgede kış üslenmesine girdiği belirlendi.

Yapılan teknik takipte teröristlerin halı saha saldırısını gerçekleştiren grup olduğu saptandı. PKK'lıların bulunduğu bölgeyi nokta olarak tespit eden Jandarma, özel birlikler ile bölgeye operasyon başlattı.

Grubun bir sığınakta yaşadığı anlaşıldı. Jandarma Özel Harekât Timleri sığınağın etrafını sardı. Operasyonu gerçekleştiren timin komutanı terörist gruba yönelik defalarca "Teslim Ol" çağrısında bulundu. Ancak teröristler bu çağrıya ateşle karşılık verdi. Grubun ateşle karşılık verdi. bunun üzerine Sikorsky helikopterlerle bölgeye takviye timler indirildi.

Kobra helikopterlerle ateş altına alınan grup, kıskaç operasyonu ile öldürüldü. Ölen teröristlerden birinin grup sorumlusu Azad kod isimli terörist, diğerinin ise Tunceli İl Emniyet Müdürlüğü'nün uzun süredir aradığı Zinar kod adlı terörist olduğu anlaşıldı.

ŞEHİT ETMİŞLER
Terörist grubun çok sayıda olaya karıştığı anlaşıldı. İlk belirlemelere gore, 22 Haziran'da Tunceli Nazimiye İlçesi'nde 2 polis memuru mayınlı saldırıda şehit olmuştu. Teröristler güvenlik güçlerine fotoğraflı tuzak kurmuştu. Örgütün yayın organına konulan bir fotoğrafla PKK'nın bölgede araç kontrolü yaptığı ileri sürülmüştü. Bunun üzerine bölgeye 2 polis memuru denetime gönderilmiş ancak kurulan mayın tuzağıyla şehit edilmişti. Terörist grubun ayrıca Tunceli Çiçekli bölgesinde 2 jandarma personelini şehit ettiği anlaşıldı.

Havaş'tan ilginç protesto


Seferleri İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından durdurulan Havaş, bu durumu ilginç bir protesto ile yolculara duyurdu.
İstanbul’da havalimanları ile şehir merkezi arasındaki seferleri 14 Ocak’ta saat 09.00’dan itibaren İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından durdurulan Havaş Otobüs İşletmeleri, bu durumu otobüslerin camına astıkları büyük bir afişle yolculara duyurdu.

Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Geliş Terminali önündeki duraklarında yolcu almadan boş olarak bekleyen otobüslerin ön camına "Sayın Yolcularımızın Dikkatine" başlıkla bir afiş asan Havaş’in duyurusunda şu ifadelere yer verildi: "İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nin almış olduğu karar neticesinde 14 Ocak 2012 günü saat 09.00 itibariyle İstanbul’da yapmakta olduğumuz Havalimanı- Şehir- Havalimanı arasındaki yolcu transferi hizmetlerimiz durdurulmuştur.

1983 yılından bu güne kadar Ulaştırma Bakanlığı’ndan alınmış olan ruhsat ve yasal müsaadeler çerçevesinde hizmet yapmakta olan şirketimiz, bu ruhsatımızın yasalara uygun olarak geçerliliğini korumasına rağmen, Büyükşehir Belediyesi’nin almış olduğu karar doğrultusunda çalışmalarımıza ara vermek zorunda kalmış bulunuyoruz.

Yirmi sekiz yıldır verdiğimiz hizmete dayalı olarak gelişen güven ve samimi işbirliğimizin devam etmesi adına her türlü yasal başvurularımız ilgili merciler nezdinde yapılmıştır. Saygılarımızla." İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından bir süre önce açılan ihaleyi Havataş adlı kuruluş kazanmış ve 14 Ocak 2012 Cumartesi gününden itibaren de İstanbul’daki havalimanlarından şehir merkezine yolcu taşımaya başlamıştı.

HAVAŞ’IN AÇIKLAMASI

Bu arada, Havaş Otobüs İşletmeleri adına Koordinatör Osman Er imzasıyla bugün yapılan açıklamada, açılan ihalede İETT ihalesini alan şirketin Atatürk Havalimanı’nda Tekel olarak çalışacağı diye bir şey yazmadığı belirtilerek şöyle denildi: "Biz de ihaleye girdik. Zaten ihale açık artırma şeklinde yapıldı. Ancak Günaydın Turizm’in verdiği rakamı vermedik. 7 ay sonra gelip ’Havaş durmalı’ diye bir formül buldular. Belediye de bizim UKOME’den her sene otomatik uzatılan hat iznimizi uzatmadı.

Sivil Havacılık Yönetmeliği (SHY) 22’ye göre havalimanından yerli ve yabancı yolcu taşıma işi için SHGM’den A tipi lisans sahibi olmak zorunludur. Havaş’ın bu lisansı var. Diğer firmanın ise UKOME hat izni var ama SHGM’den Lisansı yok.

Ulaştırma Bakanlığı tarafından verilen A Grubu İşletme Ruhsatı ve 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu’nun 20 B maddesi kapsamında edindiği kazanılmış haklarının korunması için her türlü yasal ve hukuki yola başvurulmuş olup, İdare Mahkemesi’nde Yürütmeyi durdurma davası açılmıştır.

İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nin kararı idari bir karardır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından alınan bu karar ile ilgili olarak yargı süreci devam etmektedir.

500 kişinin ekmeğine neden olmak çok üzücü. Üstelik de 29 yıldır bu işi kanunlar çerçevesinde yapan bir firmaya ’korsan’ demek ise büyük haksızlık. Ortaya konulan bu haksızlığın çözüleceğine olan inancımızı koruyoruz."

Meteoroloji uyardı, İstanbul'da kar başladı

Soğuk hava etkisini arttırıyor... İstanbul'da öğleden sonra kar yağışı başladı.

Kar yağışı kendini gösterecek. Meteoroloji, buzlanma ve don olayına karşı sürücüleri dikkatli olmaları konusunda uyardı. Bu arada, öğleden sonra İstanbul'un yüksek kesimlerinde kar yağışı başladı. Meteoroloji İstanbul için uyardı: Kar yağışı bu gece de sürecek, gece sıcaklık -3 dereceye kadar düşecek.

İSTANBUL İÇİN UYARI

İstanbul radarından alınan son görüntüler ve meteorolojik değerlendirmelere göre; Kuzey kesimlerinde başlayan kar yağışının il genelinde aralıklarla devam edeceği, özellikle kuzey ve doğusu ile kentin yüksek kesimlerinde yer yer etkisini artıracağı öngörüldüğünden yaşanabilecek olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerekmektedir.

Kar yağışının gece saatlerinde de kentin özellikle kuzey ve doğusunda aralıklarla devam etmesi bekleniyor.

Gece sıcaklığının -3 dereceye kadar düşecek olması, bu gece ve yarın (salı) sabah saatlerinde buzlanma ve don olayının il genelinde olumsuzluklara neden olacağı tahmin ediliyor.

Yarın (Salı) öğle saatlerine kadar doğusunda görülecek kar yağışının, öğleden sonra kenti terk etmesi, ancak soğuk havanın il genelinde etkili olması bekleniyor.

Haberin Devamı


TÜRKİİYE'NİN BÜYÜK BÖLÜMÜ YAĞIŞLI

Türkiye’nin büyük bir bölümünde görülecek yağışların; Adıyaman, Gaziantep, Kilis, Erzincan, Elazığ, Tunceli, Bingöl ve Diyarbakır ile Giresun, Trabzon, Gümüşhane ve Bayburt çevrelerinde kuvvetli; Adana’nın güney ve doğu ilçeleri ve Hatay çevrelerinde şiddetli olmak üzere Orta ve Doğu Akdeniz kıyıları, Güneydoğu Anadolu’nun güneyinde yağmur ve sağanak, yağış alan diğer yerlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması tahmin ediliyor.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nce yapılan son değerlendirmelere göre, bu sabah ve gece saatlerinde Marmara ile ülkenin iç ve doğu kesimlerinde kuvvetli buzlanma ve don olayı bekleniyor. Hava sıcaklığının, İç Anadolu’nun güneyi ve Göller Yöresi’nde 3 ila 5 derece olmak üzere iç ve batı kesimlerde azalacağı, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacağı tahmin ediliyor.

Rüzgarın iç ve batı kesimlerde kuzeyli, doğu bölgelerde güney ve güneybatı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette eseceği tahmin ediliyor.

BURSA-İSTANBUL KARAYOLU 2 SAAT KAPANDI

BURSA’nın Gemlik İlçesi yakınlarında aşırı buzlanma yüzünden meydana gelen trafik kazaları nedeniyle Bursa-İstanbul karayolu 2 saat süreyle ulaşıma kapandı. Karayolları ve trafik ekiplerinin çalışması sonucu kayan araçlar kaldırılarak yol açıldı.

Dondurucu soğuklar Güney Marmara’da hayatı olumsuz yönde etkiliyor. Hava sıcaklığının sıfır altında 5 dereceye kadar düştüğü Gemlik İlçesi’nde aşırı buzlanma karayolu ulaşımında aksamalara neden oldu. Bursa-İstanbul karayolunun Gemlik bölümünde bu sabah buzlanma nedeniyle meydana gelen maddi hasarlı trafik kazaları nedeniyle yol 2 saat süreyle ulaşıma kapandı. Karayolları ve trafik ekiplerinin müdahalesi sonucu kayan araçlar yoldan kaldırılarak trafik akışı yeniden sağlandı.

-KUVVETLİ YAĞIŞ UYARISI-

Yağışların Adıyaman, Gaziantep, Kilis, Erzincan, Elazığ, Tunceli, Bingöl ve Diyarbakır ile Giresun, Trabzon, Gümüşhane ve Bayburt çevrelerinde kuvvetli; Adana’nın güney ve doğu ilçeleri ile Hatay çevrelerinde şiddetli olması beklendiğinden yaşanabilecek olumsuzluklara (sel, su baskını, taşkın, ulaşımda aksamalar vb.) karşı ilgililerin ve vatandaşların dikkatli ve tedbirli olması gerekiyor.

-BUZLANMA VE DON UYARISI-

Bu sabah ve gece saatlerinde Marmara ile yurdun iç ve doğu kesimlerinde kuvvetli buzlanma ve don olayı beklendiğinden yaşanabilecek olumsuzluklara (ulaşımda aksamalar vb.) karşı ilgililerin ve vatandaşların dikkatli ve tedbirli olması gerekiyor.

İŞTE OKULLARIN TATİL OLDUĞU İLLER

Soğuk hava ve kar yağışı tüm yurtta etkisini artırıyor. Bir çok ilde yoğun kar yağışı nedeniyle eğitime ara verildi. Erzurum'da tipi, buzlanma ve şiddetli rüzgarın etkisiyle bir yolcu otobüsü yoldan çıktı, birçok evin çatısı uçtu. Türkiye'de kuzey kutbunu aratmayan görüntüler ortaya çıktı.

Batı kesimlerde sıcaklık düşerken, Doğu Anadolu Bölgesi’nde gece en düşük hava sıcaklığı eksi 8 dereceyle Ardahan’da ölçüldü. Diğer illerde en düşük hava sıcaklığı Kars’ta eksi 7, Erzurum’da eksi 5, Ağrı’da eksi 3, Iğdır’da eksi 2, Erzincan’da 0 derece oldu. Kırşehir, Yozgat, Sivas, Kayseri, Tokat ve Amasya’da da bugün kuvvetli kar yağışı bekleniyor. Vatandaşlar dikkatli ve tedbirli olmaları konusunda uyarıldı.

Kırşehir’in Çiçekdağı ve Mahmutlu ilçelerinde eğitime bir gün ara verildi.
Kütahya il genelinde okullar bir gün tatil edildi.
Uşak merkez, Banaz, Sivaslı, Eşme ve Karahallı ilçelerinde eğitime bir gün ara verildi.
Ordu’da Aybastı ilçesinde, Mesudiye İlçesi'nin merkez ve köylerinde, Akkuş’un belde ve köylerinde, Kumru’nun sadece köylerinde eğitime 2 gün ara verildi.
Sivas'ta yoğun kar yağışı nedeniyle ilk ve orta dereceli okullar 2 gün süreyle tatil edildi.
Konya'nın merkez Selçuklu, Karatay ve Meram ilçeleri ile ile Akşehir İlçesi'nde ilk ve orta dereceli okullar bir gün tatil edildi.
Yoğun kar yağışı nedeniyle Aksaray'da da okullar bir gün tatil edildi.
Çorum'da bazı ilçelerinde okullar tatil edildi.
Zonguldak'ta etkili olan kar yağışı nedeniyle kent merkezinde eğitime 1 gün ara verildi.
Tokat'ta, kar yağışı dolayısıyla kent genelinde eğitime iki gün ara verildi.
Samsun'un Asarcık İlçesi'nde okullar tatil edildi.
Erzurum Eleştir'de okullar 1 gün tatil edildi.
Nevşehir'de kar yağışı nedeniyle eğitime Hacıbektaş'ta iki gün, Kozaklı ve Gülşehir ilçeleri ile Avanos'un belde ve köylerinde bir gün ara verildi.
Bingöl merkez, merkeze bağlı köy ve beldelerdeki okullarda eğitime 2 gün ara verildi.
Muş'un Varto ilçesinde de yoğun kar yağışı nedeniyle eğitime 2 gün ara verildiği bildirildi.
Yozgat'ın Akdağmadeni, Çandır ve Çayıralan ilçelerinin genelinde, Boğazlıyan'da ise bağlı köylerde okullarda eğitime bir gün ara verildi.

ZONGULDAK VE BARTIN İÇİN UYARI

Meteoroloji'den yapılan uyarıda, "Zonguldak ve Bartın çevrelerinde 12:30-18.00 TSİ arasında kuvvetli kar yağışı beklendiğinden yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı tedbirli olunması gerekmektedir." denildi.

DOĞU BÖLGELERİNDE ÇIĞ UYARISI

Doğu Karadeniz'in iç kesimleri ile Doğu Anadolu'nun kuzey ve doğusunda çığ uyarısı yapıldı.

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, Doğu Karadeniz'in iç kesimleri (Gümüşhane, Bayburt, Artvin ile Trabzon ve Rize'in iç kesimlerinin yüksekleri) ile Doğu Anadolu'nun kuzey ve doğusunda (Erzurum, Erzincan, Kars, Ağrı, Ardahan, Tunceli, Bingöl, Muş, Bitlis, Hakkari ve Van) devam eden kar yağışının oluşturacağı taze kar örtüsünün, kuvvetli lodosla birlikte eğimin fazla olduğu alanlarda meydana getirebileceği çığ tehlikesine karşı dikkatli ve tedbirli olunması istendi.

ANKARA'DA 93 KÖY YOLU KAPALI

Ankara Valiliği, yüksek kesimlerde bulunan 93 kapalı köy yolunun açılması için çalışmalarının sürdüğünü ve tüm ilçe ve köylerde genel hayatı olumsuz etkileyebilecek herhangi bir durumun bulunmadığını açıkladı. Yollarda aşırı buzlanmalar nedeniyle oluşabilecek kazaları önlemek amacıyla 50 ton solüsyon (don önleyici ve buz çözücü) ile 20 ton tuzlu karışım stoğu kullanıldı.

Ankara Valiliği yazılı bir açıklama yaptı. Mevsimsel değişikliklerle birlikte yağışlı ve soğuk bir döneme girilmesi nedeniyle İl Özel İdaresi'nin ilçe ve köylerde kar mücadelesine başladığı belirtildi. Ankara İl Özel İdaresi tarafından oluşturulan 26 ekipte; 26 grayder, 26 kepçe, 45 kamyon 3 kar bıçaklı kamyon ve makine, 226 personel ile kar mücadelesi çalışmalarının sürdürüldüğü belirtildi. Yollarda aşırı buzlanmalar nedeniyle oluşabilecek kazaları önlemek üzere 50 ton solüsyon (don önleyici ve buz çözücü) ile 20 ton tuzlu karışım stoğunun kullanıldı.

Özellikle Çubuk, Kızılcahamam, Polatlı, Haymana, Şereflikoçhisar ve Nallıhan ilçelerinde Ankara İl Özel İdaresinin çok sayıdaki iş makineleri ve personeli ile son iki gün içinde gayretli çalışmalarla, toplam 1141 köyde 9033 km köy yolunda kar mücadelesi yapıldı. Genellikle yüksek kesimlerde bulunan 93 kapalı köy yolunun açılması çalışmalarının halen sürdürüldüğü ile tüm ilçe ve köylerde genel hayatı olumsuz etkileyebilecek herhangi bir durumun bulunmadığı belirtildi.

ZİRAİ DON UYARISI

Meteoroji'den uyarı: 16-17 Ocak gecesi, Ege’nin kıyı kesimlerinde hafif, iç kesimlerde orta kuvvette, yüksek kesimlerde kuvvetli, Akdeniz’in iç kesimlerinde hafif, yüksek kesimlerde orta kuvvette, don olayı beklenmektedir.

17-18, 18-19 ve 19-20 Ocak geceleri, Ege ve Akdeniz Bölgeleri’nin kıyı kesimlerinde hafif, iç kesimlerde orta kuvvette, yüksek kesimlerde kuvvetli,

-BAZI İLLERDE HAVA DURUMU-

Bazı illerde bugün hava durumu ve sıcaklık değerleri şöyle olacak:

İSTANBUL: Parçalı çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra karla karışık yağmur ve kar yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Bu sabah ve gece saatlerinde buzlanma ve don olayı bekleniyor. (3)

ANKARA: Parçalı ve çok bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. İl genelinde kuvvetli buzlanma ve don olayı bekleniyor. (-1)

İZMİR: Parçalı bulutlu (7)

ADANA: Parçalı ve çok bulutlu, güney ve doğu ilçelerinde şiddetli olmak üzere aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı (14)

ANTALYA: Parçalı ve çok bulutlu, bu sabah saatlerinde Alanya, Manavgat, Serik, Akseki, Gündoğmuş, Gazipaşa ve İbradı ilçeleri aralıklı sağanak yağışlı (14)

SAMSUN: Parçalı ve çok bulutlu, yağmurlu, yüksek kesimleri karla karışık yağmur ve kar yağışlı (6)

ERZURUM: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı kar yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. İl genelinde buzlanma ve don olayı bekleniyor. (2)

VAN: Parçalı ve çok bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. Bu sabah ve gece saatlerinde buzlanma ve don olayı bekleniyor. (6)

DİYARBAKIR: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı yağmurlu, gece saatlerinde yüksekleri karla karışık yağmur ve kar yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. (11)

-BÖLGELERDE HAVA DURUMU-

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün son verilerine göre bölgelerde hava durumu şöyle olacak:

MARMARA: Parçalı ve çok bulutlu, Kırklareli ile öğle saatlerinden itibaren Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bursa, Bilecik ve İstanbul çevrelerinin kar yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Bu sabah ve gece saatlerinde bölgede buzlanma ve don olayı bekleniyor.

EGE: Parçalı ve çok bulutlu, sabah saatlerinde Afyonkarahisar ve Denizli (Çardak) çevrelerinin kar yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Bu sabah ve gece saatlerinde bölgenin iç kesimlerinde kuvvetli olmak üzere buzlanma ve don olayı bekleniyor.

AKDENİZ: Parçalı ve çok bulutlu, Doğu Akdeniz ile sabah saatlerinde Antalya’nın Alanya, Manavgat, Serik, Akseki, Gündoğmuş, Gazipaşa ve İbradı ilçelerinin aralıklı yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların Osmaniye, K.Maraş çevrelerinde kuvvetli; Adana’nın güney ve doğu ilçeleri ile Hatay çevrelerinde şiddetli olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak, Kahramanmaraş’ın yükseklerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor. Bu sabah ve gece saatlerinde bölgenin iç kesimlerinde buzlanma ve don olayı bekleniyor.

İÇ ANADOLU: Parçalı ve çok bulutlu, güney ve doğusunun aralıklı kar yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; öğle saatlerinde Sivas çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Bu sabah ve gece saatlerinde bölge genelinde kuvvetli olmak üzere buzlanma ve don olayı bekleniyor.

BATI KARADENİZ: Parçalı ve çok bulutlu, Sinop çevreleri ile öğle saatlerinden sonra Zonguldak, Düzce, Bartın, Karabük ve Bolu çevreleri karla karışık yağmur ve kar yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Bu sabah ve gece saatlerinde bölgenin iç kesimlerinde buzlanma ve don olayı bekleniyor.

ORTA ve DOĞU KARADENİZ: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı yağmur ve karla karışık yağmurlu, yüksek kesimlerinin kar yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; Giresun, Trabzon, Gümüşhane ve Bayburt çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Bu sabah ve gece saatlerinde bölgenin iç kesimlerinde buzlanma ve don olayı bekleniyor.

DOĞU ANADOLU: Parçalı çok bulutlu, Iğdır, Van ve Hakkari dışında kalan tüm İllerin kar yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; Elazığ, Malatya, Tunceli, Bingöl ve Erzincan çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Kuzeyinde yer yer kuvvetli olmak üzere, bölge genelinde buzlanma ve don olayı bekleniyor.

GÜNEYDOĞU ANADOLU: Parçalı ve çok bulutlu, bölge genelinin aralıklı yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; Adıyaman, Gaziantep ve Kilis çevrelerinde kuvvetli olmak üzere, genellikle yağmur ve sağanak, kuzeyinin yükseklerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor.

Karayılan: Grupların gelmesini Erdoğan istedi


Murat Karayılan, 2006 yılından sonra 2 yıl dolaylı olmak üzere 5 yıl boyunca devlet yetkilileriyle görüşmeler yaptıklarını söyledi.
Oslo'da yapılan ve bir kısmı basına yansıyan görüşmelerin ayrıntılarını açıklamayı doğru bulmadıklarını belirten PKK’lı Murat Karayılan, Kandil ve Mahmur'dan Türkiye'ye gelen iki grubu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın isteği üzerine gönderdiklerini belirtti. Karayılan, bunun için bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'ye de Türkiye'den mesaj gönderildiğini iddia etti.

Avrupa'da Kürtçe yayımlanan Rudaw Gazetesi'ne PKK'nın Kandil'deki kampında konuşan Karayılan, 2006 yılından sonra 5 yıl boyunca Türkiye devleti ile görüşmeler yaptıklarını, bu görüşmelerin 2 yıl dolaylı olarak 3 yıl da direkt olarak gerçekleştiğini söyledi.

Oslo'da Türkiye ile PKK yöneticileri arasında yapılan ve bir kısmı basına yansıyan görüşmelere de değinen Karayılan, "Yapılan görüşmeler çözüm için çok önemliydi. Bir kısmı basında çıkan bu görüşmelerin detaylarını açıklamayı doğru bulmuyorum" dedi.

'BAŞBAKAN'IN İSTEĞİ ÜZERİNE GÖNDERİLDİ'
Karayılan, Kandil Dağı ve Mahmur Kampı'ndan 19 Ekim 2009 yılında Türkiye'ye gelen iki PKK'lı grubu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın isteği üzerine gönderdiklerini de ifade etti. Karayılan şu iddialarda bulundu:

"Kandil ve Mahmur'dan gönderilen iki grubun Türkiye'ye gelmesi, yapılan görüşmeler çerçevesinde gerçekleşti. Kandil ve Mahmur'dan iki grubun gelmesi önerisi Başbakan Erdoğan'a aittir. Bu konuda İmralı'da bulunan Abdullah Öcalan'a önerisi oldu. Yine aynı konuda bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'ye de mesaj yollandı. İki tarafın da mesajları bize geldi. O zaman biz de aramızda görüşerek iki grubun gönderilmesi kararını aldık. Başbakan'ın elinin güçlenmesi için bu grupların gelmesini Türkiye istedi. Biz de arkadaşlar arasında seçim yaparak, özellikle Türkiye'ye gidişlerinde yasal sıkıntı çıkmayacak olan ve bir sorunu bulunmayan arkadaşları seçerek gönderdik."

14 Ocak 2012 Cumartesi

Meksika'da skandal yaratan görüntüler


Meksika’da bir nakil ameliyatında kullanılacak kalbi düşüren sağlık görevlilerinin videosu, dünya basınında büyük olay oldu.
Bir polis helikopteriyle buzluk içinde, hastane bahçesine kadar canlı getirilen kalp, helikopterden ameliyathaneye taşınırken, kaldırımın kenarına takıldı ve yere düştü.

Sağlık görevlilerinden biri kalbi çıplak elleriyle yerden alıp yeniden buza içine koyarken, buzluğun içinden düşen serum torbaları yerde kaldı. Ülke medyasının büyük ilgi gösterdiği ve dakika dakika takip ettiği taşıma operasyonunun böyle bir skandalla sonuçlanması, Meksika kamuoyunda büyük tepkiye neden oldu.

Ancak ameliyattan sorumlu cerrah, yaşanan kazanın çok büyük bir sorun olmadığını söyledi. Meksika gazetesi Reforma ise ameliyatın başarılı geçtiğini ve hastanın metabolizmasının yeni takılan kalbe olumlu tepki verdiğini bildirdi.

13 Ocak 2012 Cuma

Hasta yatağında "KKTC bağımsızdır" dedi


Rauf Denktaş'ın son gecesinde yanında olan kızı Ender Vangöl, Rauf Denktaş'ın, solunum cihazına bağlanmadan önce yoğun bakımdaki anlarını anlatmıştı...
Ender Vangöl, Denktaş'ın, nefes alamaz durumdayken bile eşi Aydın Denktaş için sürekli ''Sevemez kimse seni benim sevdiğim kadar..'' şarkısını söylediğini, kendisinin de şarkıya eşlik ettiğinde, ''Sizleri kaybetmekten korkuyorum'' dediğini aktardı.

"HRİSTOFYAS DİYE BAĞIRDI..."
Babasının, Rumca bir şeyler söylediğini, ''Rumca anlamıyorum baba, İngilizce ya da Türkçe konuş'' dediğini anlatan Ender Vangöl, babasının, Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas ile diğer Rum liderler için, ''(Söyle kendilerine, burası bağımsız bir cumhuriyettir' dedi ve 'Hristofyas' diye bağırdı'' ifadesini kullandı.

Ender Vangöl, Denktaş'ın, Kıbrıs müzakerelerinden bahsettiğini, toprak ayarlamalarına, iskana değindiğini ve ''Nasıl olacak, nasıl yerleşecek bu insanlar?..'' dediğini kaydetti. Babasına, ''bunları düşünmemesi gerektiğini'' söylediğini, ancak Denktaş'ın ''Benim düşünmem gerek'' diye yanıt verdiğini dile getiren Ender Vangöl, sabah saatlerinde de ''Beni evime götürün'' dediğini, kendisinin de ''Biraz daha güçlen evimize gideceğiz'' karşılığını verdiğini söyledi. Babasının nefes almakta zorlandığını, gece boyu konuştuklarını, konuştuklarının zaman zaman anlaşılmadığını ifade eden Ender Vangöl, ''Ama hiç bir zaman bilincini kaybetmedi, son ana kadar'' dedi.

Solunum cihazı takılırken babasının başında olduğunu belirten Vangöl, şöyle devam etti:

''O bir tarih orada. Koskoca bir tarih o... Bu anında bile devletini düşünüyor. 'Düşünme baba bunları' diyorum, 'Nasıl düşünmeyeyim ben, düşünmem lazım, bunları çözmek lazım..' diyor. ..''

Soruşturma sırası Büyükanıt’a geldi


İlker Başbuğ’un “Siteler benden önce kuruldu” ifadelerinin ardından savcılık eski Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın da aralarında bulunduğu bazı isimlerle ilgili delilleri incelemeye aldı.
Eski Genelkkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un hükümet aleyhine kara propaganda yaptığı iddia edilen sitelerle ilgili yürütülen “internet andıcı” soruşturması kapsamında tutuklanmasıyla ilgili tartışmalar sürerken soruşturmada önemli gelişmeler yaşanıyor.

Başbuğ, hem savcılık hem de mahkeme sorgularında sözkonusu sitelerin kendi döneminden önce kurulduğunu söylemişti. Emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un, 7 saat boyunca sorgusunu yapan özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız’a ve tutuklama kararını veren mahkemede İnternet Andıcı’nın kendisinden önceki Genelkurmay Başkanı tarafından hazırlandığını söyleyerek eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı işaret ettiği ortaya çıkmıştı.

Başbuğ, ifadesinde, “Sayın K.’ya arz” şeklinde biten İnternet Andıcı belgesinde imzasının bulunmadığını belirterek “Aslında bana teşekkür edilmesi gerekir. Çünkü ben göreve geldiğimde bunları kapattıran kişiyim” dedi. Başbuğ, savcılıkta verdiği ifadede, İnternet Andıcı’nın isim vermeden emekli Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt döneminde hazırlandığına işaret ederek “Ben 30 Ağustos 2008’de Genelkurmay Başkanlığı görevime başladım. 4 Şubat 2009 tarihinde bu internet siteleriyle ilgili olarak bir haber yayınlandı. Bu haber üzerine yaptığımız ilk incelemede şekil ve teknik açıdan bu sitelerin kanuna uygun olmadığı bilgisi bana verildiğinde bu siteleri kapattırdım. Bana teşekkür edilmesi gerekir. Bu sitelerin son güncelleme tarihlerine bakıldığında benim görev sürem öncesidir. Dosyadan vakıf olduğumuz üzere benim dönemimle ilgili internet siteleriyle bir ilgim olmadığı da savunmalarımda mevcuttur” dedi.

‘Suçlama trajikomiktir’
Başbuğ, mahkemede verdiği 4 sayfalık savunmasında da “Bu suçu reddediyorum. Bu suçla itham edilen kişi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 26’ncı Genelkurmay Başkanı’dır. Bunu tarihe not olarak düşmekte yarar görüyorum. Ben Genelkurmay Başkanı olarak TSK’nın komutanıyım, ki bu Türk Silahlı Kuvvetleri dünyanın sayılı en güçlü ordularından bir tanesidir. Böyle bir orduya komuta eden birisinin silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek ile suçlanması gerçekten trajikomik diyebiliriz” ifadesini kullandı.

Yeni inceleme başlatıldı
İşte Başbuğ’un bu ifadelerinin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı eldeki delilleri incelemeye aldı. Savcılığın emekli Orgeneral Başbuğ’un verdiği bilgiler doğrultusunda eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın da aralarında bulunduğu bazı isimlere ilişkin değerlendirme yaptığı öğrenildi. Büyükanıt’ın da aralarında bulunduğu bu isimlerin ‘hükümet aleyhine kara propaganda yapılması amacıyla kurulduğu iddia edilen internet siteleriyle’ ilgisini araştırdığı öğrenilen savcılığın, önümüzdeki günlerde bu isimlerin soruşturma kapsamında şüpheli olup olmayacağı konusunda bir karar vermesi bekleniyor.

Takdir Yüce Türk milletinindir
Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, “terör örgütü kurmak ve yönetmek” ve “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlarından tutuklandı. Cezaevine gitmek üzere adliyeden çıkan Başbuğ aracına binmek üzere iken kendisini bekleyen muhabirlere dönerek “Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. Genelkurmay Başkanı terör örgütü kurmak ve yönetmekten suçlandı. Takdir yüce Türk milletinindir” demişti.

Elitaş: Yargılandığı yer uygun
‘İnternet Andıcı’ nedeniyle başlatılan inceleme eski Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’a uzanırken İlker Başbuğ’un nerede yargılanacağına yönelik tartışmalar da sürüyor.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in önceki gün “Başbuğ özel yetkili mahkemelerde yargılanmalı” sözlerinin hemen ardından Cumhurbaşkanı Gül kişisel kanaatinin Başbuğ’un Yüce Divan’da yargılanmasından yana olduğunu söylemişti. Dün de hükümetten ve AKP’nin bir başka önemli isimden Gül’ün sözlerinin aksine açıklamalar geldi.

Başbakan Yardımcısı Bekin Bozdağ, hukukun karşısında herkesin eşit olduğunu söyledi ve Başbuğ’un hangi mahkemede yargılanması gerektiği konusunun hukuki bir konu olduğunu söyledi. Bozdağ, “Başbuğ’un hangi mahkemede yargılanacağına ilişkin değerlendirme yapmayı doğru görmüyorum, özel bir durum ve bu konuda kararı verecek olan yargılamayı yapan mahkemedir. Ama ben asker kişilere ilişkin anayasanın 145. ve 148. maddelerinin birlikte değerlendirilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.

‘Farklı düşünüyorum’
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş da gazetecilerin sorusu üzerine şunları söyledi:

“Anayasa’nın 145 ve 148. maddeleri açık. Benim görüşümde Anayasa Mahkemesi’nin eski Genelkurmay Başkanını yargılaması uygun değil. Çünkü 145. maddedeki, anayasa değişikliği ile ilgili yaptığımız düzenleme açık ve net ifade ediliyor. Sayın Cumhurbaşkanı belki şahsi düşüncesini ifade etmiştir. Ben de şu anda şahsi fikrimi ifade ediyorum. Benim kanaatime göre yargılama yerinin doğru olduğu inancındayım

Rauf Denktaş hayatını kaybetti


KKTC'nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş hayatını kaybetti.
Kıbrıs davasının en önemli ismi, KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Mayıs ayında geçirdiği beyin kanamasının ardından sürdürdüğü inişli çıkışlı yaşam mücadelesi dün akşam saat 22.00’de kaybetti.

Suni solunum cihazı takılmadan önce yoğun bakımdaki son sözleri, yine Kıbrıs sorunu oldu ve Kıbrıs Rum tarafına “Burası bağımsız bir cumhuriyettir” mesajı yolladı. Eşi Aydın Denktaş’a da “Sevemez kimse seni..” şarkısını mırıldandı. 88 yaşında yaşamını yitiren Denktaş, salı günü devlet töreniyle toprağa verilecek.

Rauf Denktaş hafta başından bu yana başkent Lefkoşa’da Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde yoğun bakımda tedavi görüyordu. İshal rahatsızlığıyla başlayan ve iç organlarının yetersizliği ile devam eden rahatsızlığı dün akşam kritik aşamaya geldi ve kalbi saatler 22.00’yi gösterdiğinde durdu. Doktorları önce aileye bilgi verdi ve ardından KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Başbakan İrsen Küçük’ün huzurunda Denktaş’ın ölümü ilan edildi. Başbakan İrsen Küçük, Denktaş’ın salı günü devlet töreniyle defnedilmesini düşündüklerini açıkladı.

Günlerdir hastanede nöbet tutan Denktaş ailesi, gözyaşlarına boğuldu. Haber kısa sürede KKTC’ye yayıldı.Televizyonlar özel yas yayınına geçerken, yüzlerce Kıbrıslı Türk de hastaneye akın etti.

Rauf Denktaş’ın oğlu Serdar Denktaş, “Babam sağlığında bazen 1985 yılında bir trafik kazasında hayatını kaybeden oğlu Raif’in yanına gömülmek istediğini söylerdi. Ama nereye nasıl gömüleceğini ailenin de onayıyla Kıbrıs Türk halkın karar verir” dedi. Denktaş için yapılacak devlet töreni ve nereye nasıl gömüleceğine KKTC Bakanlar Kurulu’nun karar vermesi bekleniyor.

Eşine son sözleri: Sevemez kimse seni?
Önceki geceyi Rauf Denktaş’ın yanında geçiren kızı Ender Vangöl, babasının solunum cihazına bağlanmadan önce yoğun bakımdaki anlarını Anadolu Ajansı’na anlattı.

Kızıyla konuşmasında, eşi Aydın Denktaş’a olan sevgisini, evlatlarına bağlılığını dile getirerek, Rum tarafına mesaj gönderen Rauf Denktaş, Kıbrıs müzakerelerinden de bahsetti. Babasının sürekli yatmaktan dolayı ağrısı olduğunu, konuşarak durumunu izah etmeye çalıştığını anlatan Ender Vangöl, Denktaş’ın, nefes alamaz durumdayken bile eşi Aydın Denktaş için sürekli “Sevemez kimse seni benim sevdiğim kadar..” şarkısını söylediğini, kendisinin de şarkıya eşlik ettiğinde, “Sizleri kaybetmekten korkuyorum” dediğini aktardı.

LEYLA ZANA Birçok ilde büyük KCK operasyonu


Birçok ilde PKK'nın şehir yapılanması KCK'ya yönelik operasyon yapılıyor.
17 ilde 103 adreste PKK'nın şehir yapılanması KCK'ya yönelik operasyon yapılıyor. Operasyon kapsamında Ankara'da KESK Genel Merkezi'nde ve Diyarbakır'da Büyükşehir Belediyesi'nin binasında arama yapılıyor. Polis çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. BDP'li Vekil Leyla Zana'nın Ankara'daki evinde de arama yapıldı. Diyarbakır'da olan Zana'nın evi çilingir yardımıyla açıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen KCK soruşturması kapsamında 17 ildeki 103 adreste arama yapılıyor. Şu ana kadar 32 kişinin gözaltına alındığı operasyonda toplam 45 kişi hakkında gözaltı kararı var.

ANKARA

Haberin Devamı


Ankara'da KESK Genel Merkezi'nde yapılan bir aramanın bir KESK üyesinin ofisinde olduğu belirtiliyor. Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri sabah saatlerinde Gazi Osman Paşa'da bulanan KESK Genel Merkezi'ne gelerek, genel merkezde arama yapmak istedi. KESK yöneticileri itiraz ederek sadece gözaltına alınan İsmet A.’nın çalışma odasında arama yapılabileceğini söylediler. Soruşturma kapsamında Eski DEHAP Genel Başkanı şimdiki BDP MYK üyesi Tuncer Bakırhan, eski BDP'li vekil Fatma Kurtulan ve DİHA muhabiri Murat Çiftçi'nin de gözaltına alınanlar arasında olduğu belirtiliyor.

BDP'Lİ LEYLA ZANA'NIN EVİNDE ARAMA

BDP'li vekil Leyla Zana'nın Ankara'daki evinde de arama yapıldı. Zana'ya ait olduğu belirtilen bilgisayar ve bazı evraklara el konuldu. Bu arada evi aranan bir diğer isim ise eski BDP'li vekil Fatma Kurtulan.

POLİS KAPIYI ÇİLİNGİRLE AÇTI

Sabah 06.30 sıralarında polis ekipleri, arama yapmak üzere Milletvekili Leyla Zana'nın Çankaya'daki evine geldi. Polisin evde kimsenin olmaması üzerine kapıyı çilingirle açtığı öğrenildi. Polisin evde yaptığı arama yaklaşık 3 saat sürdü. Arama sonrası polis ekiplerinin Leyla Zana'ya ait olduğu belirtilen bilgisayar ve bazı evraklara el koyduğu belirtildi.

Aramanın yapıldığını öğrenen BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Leyla Zana'nın evine geldi. Polisin araması sonrası Buldan açıklamalarda bulundu.

Buldan, "Meclis tarafından verilen Leyla Zana'ya ait telefon ve bilgisayarlara ısrarlarımıza rağmen polis tarafından el konuldu. Tutanaklar tutuldu. Bu evin Leyla Zana'ya ait olduğu belirtiliyordu. Ev, Leyla Zana'nın yakını olan Cahit Yoldaş'a ait. Milletvekili evi olmasına rağmen eve baskın düzenlendi. 10 polis evde kimse olmayınca kapıyı çilingir ile açmış. Arama az önce bitti. Yapamazsınız dememize rağmen arama yapıldı. Gerekçe ise evin Cahit Yoldaş'a ait olması. Ama burada Leyla Zana'nın oturduğu biliniyordu. Meclis Başkanı Cemil Çiçek ile telefonda görüştüm. 'Aramanın milletvekili evi olduğu bilinmiyordu ve arama yapıldı' dedi. Buna inanmıyorum. Bugün gözaltılar ve aramalarla ilgili Gültan Kışanak açıklama yapacak" dedi.

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, dokunulmazlığı olan bir milletvekilinin evinde arama yapılamayacağını belirterek, “Ankara’nın göbeğinde eşkıyalık yapılıyor” ifadesini kullandı.

LEYLA ZANA'NIN AÇIKLAMALARI TARTIŞILMIŞTI

Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana, son olarak Frankfurt’ta yaptığı açıklamaları ile tartışma yaratmıştı. Zana 9 Ocak'ta "Artık silahlı mücadele bir noktaya geldi. Ben silahların bırakılmasını asla tartışmıyorum. O Kürtlerin sigortasıdır. Bu sorun var olduğu müddetçe o silahlar Kürtlerin güvencesidir" demişti. Zana'nın bu açıklamaları çok eleştirilmişti.

İSTANBUL

İstanbul'daki operasyonda 15 kişi gözaltına alındı. Beyoğlu'nda bulunan BDP İstanbul İl binasında polis arama yapıyor. Sabah saatlerinde başlayan aramaların bölücü terör örgütünün şehir yapılanması olduğu belirtilen KCK'ya yönelik soruşturma kapsamında yapıldığı ifade ediliyor.

DİYARBAKIR'DA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BİNASINDA ARAMA

İstanbul Özel Yetkili Savcılığı'nın talimatıyla Diyarbakır'da sabah erken saatlerde eş zamanlı olarak baskınlar düzenlendi.

Baskınlarda BDP il başkanlıkları dahil bir çok sivil toplum örgütlerine ait merkezler aranıyor.

Diyarbakır'da Büyükşehir Belediyesi'nin binasında arama yapılıyor.

BAYDEMİR'DEN TWITTER'DA AÇIKLAMA

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Twitter'da yaptığı açıklamada ''Belediyemize ait Aram Tigran konservatuarı basıldı. Bağlama, darbuka, keman, piyano, def vb suç aletlerinin buluduğu merkezimiz aranıyor'' diye yazdı.

BİR ÇOK İLDE BDP BİNALARINDA ARAMA

Ankara, İstanbul ve Diyarbakır dışında Siirt, Şırnak, Şanlıurfa, Batman, Gaziantep, Bingöl, Ağrı, Mardin'in Nusaybin İlçesi, Mersin, Van, Adana ve İzmir'de de BDP İl binalarında polis tarafından arama yapılıyor. Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak'ın evi de aranıyor.

VAN'DA HASARLI BELEDİYE BİNASINA KCK OPERASYONU

KCK operasyonları kapsamında Van'da belediye ile BDP il binasına baskın düzenlendi. Polis, depremde hasar gören ve boşaltılan belediye binasında bazı evrak ve bilgisayarlara el koyarken herhangi bir gözaltının olmadığı belirtildi.

Van'da yaşanan 2 depremin ardından Van Belediye binası hasar görmüş ve boşaltılmıştı. Orta hasarlı olarak rapor verilen belediye binası boşaltılmış, sadece evrak ve bazı bilgisayarların kaldığı öğrenildi.

BİNİCİ: BAKAN ŞAHİN'İN TALİMATI İLE YAPILDI

Şanlıurfa'da operasyonu haber alarak parti binasına gelen ve yöneticilerle görüşen BDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici, operasyonun İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in talimatı ile yapıldığını ileri sürüp, "Yaşananlar bize yönelik uygulanan siyasi soykırımdır ve İçişleri Bakanı’nın talimatı ile yapılmaktadır. Halkın iradesiyle birçok yerde ikinci parti olan BDP’ye yönelik bu operasyonlara boyun eğmeyeceğiz" dedi.

KAPLAN: “ANKARA’NIN GÖBEĞİNDE EŞKİYALIK YAPILIYOR”

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, dokunulmazlığı olan bir milletvekilinin evinde arama yapılamayacağını belirterek, “Ankara’nın göbeğinde eşkıyalık yapılıyor” dedi.

BDP’li Kaplan, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana'nın evinin basılıp arama yapılmasını eleştirdi. Bir milletvekilinin evi basılıp bu şekilde dokunulmazlık deliniyorsa bunun millet iradesinin hiçe sayılması anlamına geldiğini savunan Kaplan, “Ankara’nın göbeğinde hukuksuzluk, zorbalık, eşkıyalık yapılıyor” dedi. Yapılan uygulamanın kan davası gütmek anlamına geldiğini, en faşist dikta rejimlerini aratmadığını savunan Kaplan, Meclis Başkanı ve diğer siyasi partilerin tavırlarını hep birlikte göreceklerini kaydetti.

BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ise arama haberini aldıktan sonra Meclis Başkanı Cemil Çiçek’i arayarak bilgi verdiğini, Çiçek’in de İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ile görüşeceğini söylediğini aktardı.

Başakşehir'de patlayıcı bulundu


KCK soruşturması çerçevesinde, İstanbul Başakşehirde yapılan kazıda 5 kilogram C-4 patlayıcı bulundu
İSTANBUL (A.A) - İstanbul'da terör örgütü PKK'ya yönelik düzenlenen bir operasyon kapsamında gözaltına alınan kişinin verdiği bilgiler doğrultusunda Başakşehir'de yapılan aramada, yaklaşık 5 kilogram plastik patlayıcı ele geçirildi.

17 ilde büyük KCK operasyonu

Çeşme'de 6 kilo patlayıcı bulundu

Haberin Devamı


Terörle mücadele ve istihbarat şube müdürlükleri ekiplerinin yaptıkları çalışmalar sonucunda, terör örgütü PKK'nın dağ kadrosunda olduğu ve bomba eğitimi aldığı bildirilen bir kişi gözaltına alındı.

Bu kişinin verdiği bilgiler doğrultusunda, Başakşehir'deki Atatürk Olimpiyat Stadı'nın otoparkının yanında bulunan ağaçlık alanda detektörler kullanılarak arama ve kazı çalışmaları yapıldı.

Emniyet birimleri, çalışmalar sonucunda 4 paket halinde yaklaşık 5 kilogram C4 plastik patlayıcı ele geçirdi.

12 Ocak 2012 Perşembe

Tur Fenerbahçe'nin..!


FENERBAHÇE 4-1 K.TORTU ŞEKERSPOR

Stat: Şükrü Saracoğlu
Hakem: Koray Gençerler

Fenerbahçe: Mert, Orhan, Bekir, Bilica, Özgür, Cristian, Emre (Dk.59 Alex), Caner, Özer (Dk.31 Mehmet Topuz), Stoch, Bienvenu (Dk.86 Berk)
Teknik Direktör: Aykut Kocaman

Konya Tortu Şekerspor: Ahmet, Fatih (Dk.46 İshak), Özgür Çelik, Tanju, Bilal Aziz, İlkay (Dk.46 Murat), Rıdvan, Yusuf (Dk.78 Ertan), Ömer, Erkam, Eren
Teknik Direktör: Mustafa Çapanoğlu

Sarı Kartlar: Tanju (K.Tortu Şekerspor), Alex (Fenerbahçe)

Goller: Dk.10-83-85 Bienvenu, Dk.74 Alex (Fenerbahçe), Dk.89 Ertan (Konya Tortu Şekerspor)

NOTLAR... NOTLAR....
Fenerbahçe, Ziraat Türkiye Kupası'nda 3. Tur mücadelesinde Spor Toto 2. Lig ekibi Konya Torku Şeker ile yaptığı maçta, ligde az süre alan oyuncuların da yer aldığı kadroyla sahaya çıktı.

Sarı-lacivertli ekipte, ilk 11'in vazgeçilmez birçok ismi dinlendirilirken, yedek oyuncular ilk 11'de şans buldu.

Fenerbahçe'nin ligde son yaptığı Gaziantepspor maçında ilk 11'de görev alan kaleci Volkan Demirel, Ziegler, Yobo, Alex, Gökay Iravul, Semih Şentürk, Mehmet Topuz, Serdar Kesimal ve Gökhan Gönül, Konya Torku Şekerspor maçında 11 kişilik kadroda bulunmadılar.

Sarı-lacivertli ekibin 18 kişilik maç kadrosunda kaleci Volkan Demirel'in yanı sıra Ziegler ve Yobo ile sakatlıkları bulunan Semih Şentürk, Selçuk Şahin, Senegal Milli Takımı'nda bulunan Dia ile Sezer Öztürk yer almadı.

Kadronun as oyuncuları Alex, Mehmet Topuz, Serdar Kesimal ve Gökhan Gönül yedekler arasında yer aldı.

Fenerbahçe'de teknik direktör Aykut Kocaman, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'ndan (PFDK) aldığı 1 maçlık ceza nedeniyle takımının başında sahada görev yapamadı.

Alex'in görevi Stoch'a verildi
Fenerbahçe'de, yedekler arasında bulunan kaptan Alex'in sahadaki görevi Stoch'a verildi.

Sarı-lacivertli ekipte genelde orta alanın sol kanadında görev yapan Stoch, Konya Torku Şekerspor mücadelesinde maça çok farklı bir pozisyonda, forvet arkasında başladı.

Caner Erkin savunmanın solunda, Özgür Çek orta alanın solunda, Özer Hurmacı ise orta alanın sağında görev yaptı.

Kale Mert Günok'un
Fenerbahçe'nin genç kalecisi Mert Günok, resmi maçlarda bu sezon 3. kez görev yaptı.

Ligin ilk yarısında Volkan Demirel'in sakatlığı nedeniyle 6. haftada Mersin İdmanyurdu ve 7. haftada da Samsunspor maçlarında görev alan Mert, Türkiye Kupası mücadelesinde de 11'de yer aldı.

Özgür Çek ilk kez 11'de
Fenerbahçe'nin ara transfer döneminde kadrosuna kattığı Özgür Çek, sarı-lacivertli formayla ilk kez 11'de yer aldı.

Sarı-lacivertlilerin ligde geçen hafta Kadıköy'de Gaziantepspor ile yaptıkları maçın son dakikalarında oyuna giren Özgür Çek, Konya Torku Şekerspor maçında ilk 11'de sahaya çıktı.

Cezalı olduğu için Gaziantepspor maçında forma giyemeyen Emre Belözoğlu, kupa mücadelesinde sahaya çıkarken, en son 14. haftadaki Galatasaray maçında ilk 11'de sahaya çıkan Bilica, kupada yeniden 11'e döndü.

Ligin 9. haftasındaki Kardemir Karabükspor maçının son dakikalarında forma giyen Orhan Şam da kupada görev alan isimler arasında.

Taraftarın ilgisi az
Sarı-lacivertli taraftarlar, Ziraat Türkiye Kupası 3. tur mücadelesine fazla ilgi göstermedi.

Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda Türk Telekom kale arkası tribünü en kalabalık tribünü olarak dikkati çekerken, diğer tribünlerde büyük boşluklar oluştu.

-Konya Torku Şekersporlu futbolcular sahaya "Şimdilik 7 milyondayız hedef 73 milyon ağaç" yazılı pankartla çıktı.

-Karşılaşma öncesi yapılan seremonide stat hoparlörlerinden İstiklal Marşı'nın çalınması gecikince Türk Telekom kale arkası tribünündeki taraftarlar İstiklal Marşı'nı okumaya başladı. Karşılaşma öncesi marş taraftarlarca seslendirildi.

-Mücadele, trafik kazalarında yaşamlarını yitiren Keşansporlu futbolcular ile Trabzonsporlu taraftarlar için saygı duruşunun ardından başladı.

İLK YARI
10. dakikada Stoch'un soldan kullandığı köşe vuruşunda arka direkte Bienvenu'nun kafa vuruşu ağlara gitti. 1-0

17. dakikada sağdan son çizgiye inen Stoch'un sert ortasında altıpas içinde Özer kafayı vuramadı top auta çıktı.

26. dakikada Cristian'ın ceza sahası dışından yaptığı vuruşta kaleci Ahmet topu tek hamlede kontrol etti.

29. dakikada Özer'in pasında Cristian'ın ceza yayı içinde yerden yaptığı vuruşu kaleci iki hamlede kontrol etti.

30. dakikada soldan ceza sahasına giren Özgür, tek pasla kaleci ile karşı karşıya kaldı. Özgür'ün pozisyonunda açıyı iyi kapatan kaleci Ahmet, gole izin vermedi.

45+1'de Mehmet Topuz'un pasında sağdan ceza sahasına giren Stoch'un şutunda kaleci Ahmet'i geçen topu Özgür Çelik kaleye gitmeden ayak koyarak kornere gönderdi.

45+2'de hızlı gelişen Konya Torku Şekerspor atapında soldan ceza sahasına giren Ömer Ali'nin vuruşunda kaleci Mert gole izin vermedi.

İKİNCİ YARI
52. dakikada Cristian'ın ceza sahası dışından yaptığı sert vuruşta top az farkla üstten auta çıktı.

57. dakikada soldan son çizgiye inen Murat Dilek'in içeriye topa Eren gelişine vurdu, Bilica'dan dönen topu Rıdvan önünde buldu rakibinden sıyrılıp vuruşunu yaptı meşin yuvarlak bu seferde Caner'den döndü.

73. dakikada Erkam'ın geri pasında kaleci Ahmet'in hatasında topu ceza sahası içi sol çaprazında kontrol eden Bienvenu'nun vuruşu kaleciden döndü. Dönen topu penaltı noktası gerisinde kontrol eden Alex plase vuruşla meşin yuvarlağı filelere gönderdi. 2-0

83. dakikada Mehmet Topun'un ara pasında Stoch topla buluştu. Sağ kanata doğru koşu yapan Stoch, topuğuyla çok şık bir pas verdi Bienvenu'ya. Bienvenu karşı karşıya pozisyonda topu ağlara göndermekte zorlanmadı. 3-0

85. dakikada Mehmet Topuz'un pasında Stoch, sol çaprazda kaleciyle karşı karşıya kaldı. Onun vuruşunda kaleciden dönen topu Özgür Çek, ortaya çevirdi ve Bienvenu şık bir vuruşla meşin yuvarlağı filelere gönderdi ve hattrick yaptı. 4-0

89. dakikada Bilica'nın hatalı gerisinde Ertan'ın röveşata vuruşu üst direkten döndü. Pozisyonu takip eden Eren'in sağ çaprazda kontrol ettiği topu yerden gönderdi, arka direkte Ertan bu kez meşin yuvarlağı filelere gönderdi. 4-1

Karşılaşmada başka gol çıkmayınca sarı-lacivertliler sahadan 4-1'lik skorla galip ayrılarak bir üst tura adını yazdıran taraf oldu.

"Devlet, Öcalan'a PKK'yı teslim et dedi"


Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkan Yardımcısı ve Van bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, devletin, Abdullah Öcalan’ın PKK’yı kendilerine teslim etmesini istediğini öne sürdü.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkan Yardımcısı ve Van bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, İmralı ve Oslo’da 3 yıl süren görüşmelerde devletin, Abdullah Öcalan’ın PKK’yı kendilerine teslim etmesini istediğini öne sürdü.

Tuğluk, şöyle konuştu:
“Devlet görüşmelerde, Öcalan’a, ’Bize örgütü teslim et’ dedi. ’Bunu yaparsan biz de bir şeyler yaparız’ dediler. Öcalan’ın talepleri devlet tarafından kabul görmeyince, devlet ’Biz de seninle hesaplaşacağız’ diyerek bir süreç başlattı. Türkiye kaotik bir süreç yaşıyor. Kürt sorununun çözümü çatışmalı bir zeminde aranıyor. Devlet çatışma ve tutuklama ile sorunu çözeceğine inanıyor. PKK da ’Direneceğim’ diyor. Devletin güvenlik stratejisi ile yoluna devam edeceği görünüyor. 30 yıldır zaten uygulanan güvenlik stratejisiydi ve sonuç vermediği ortadadır. Bu da sonuç vermeyecektir. Kürtler, demokratik, meşru mücadele ile haklarını aramaya ve varlıklarını sürdürmeye devam edeceklerdir.”

İran'ın tercihi Türkiye


İran Meclis Başkanı Ali Laricani, nükleer müzakerelerin bu kez ciddi olmasını istediklerini söyledi.
ANKARA (A.A)İran Meclis Başkanı Ali Laricani, nükleer müzakerelerin bu kez ciddi olmasını istediklerini söyleyerek, "Sahte müzakereler olmasın. Türk kardeşlerimizin görüşleri de müzakerelerin Türkiye'de yapılması yönünde. Türkiye bizim kardeş ülkemiz ve bu nedenle tabii ki olumlu bakıyoruz" dedi.

Ankara'daki görüşmelerinin ardından basın toplantısı düzenleyen Laricani, ziyaretinin verimli geçtiğini söyleyerek, Türkiye ile İran'ın bölgede önemli roller üstlenmeleri nedeniyle bölgedeki sorunların çözümüne dair görüşlerinin de önemli olduğunu kaydetti.

Laricani iki ülkenin liderlerinin bölgesel sorunlara bakışlarının birbirlerine çok yakın olduğunu belirterek, "Stratejik konularda aynı görüşteyiz" diye konuştu.

Haberin Devamı


P5 artı 1 ülkeleri ile nükleer müzakerelerin nerede ve ne zaman yapılacağı konusunun netleşip netleşmediğinin sorulması üzerine Laricani, İran olarak her zaman görüşmelerin devam etmesinden yana olduklarını kaydetti.

Laricani şunları söyledi:

"İran'ın nükleer programı açık ve net bir şekilde sürüyor. Biz Batılıların oyunlarını oynamak istemiyoruz. Tüm konuların müzakerelerle çok kolay bir şekilde çözüleceğine inanıyorum. Ama görüşmeler bu kez ciddi olsun istiyoruz, sahte müzakereler olmasın. Türk kardeşlerimizin görüşleri de müzakerelerin Türkiye'de yapılması yönünde. Türkiye bizim kardeş ülkemiz ve bu nedenle tabii ki olumlu bakıyoruz."

Laricani, Tahran anlaşmasının hatırlatılarak, "müzakerelerin bu kez başarıya ulaşacağına inanıp inanmadığının" sorulmasına şu karşılığı verdi:

"ABD Türk dostlarımız aracılığı ile yapılan Tahran anlaşmasının sonuca varmasına izin vermedi. Obama beyefendi bir mektup gönderdi ve (yakıt teatisine yardımcı olunuz) dedi. Ben o zaman dedim ki, (bu işte bir iş var). Ama Türk dostlarımız dediler ki, (onlar bu konuda güvence veriyor). İran'a geldiler, anlaşmaya vardık ve siz de gördünüz ki 2 hafta içinde ABD bu anlaşmayı kabul etmedi ve başka yollara başvurdu. ABD ve Batının tavırları macera peşinde olduklarını gösteriyor. Biz bunu bozmadık onlar bozdu."

-İran'da suikasta uğrayan nükleer fizikçi-

İran'da suikasta uğrayan nükleer fizikçi ile ilgili soruya karşılık Laricani, bu terör olaylarının dini liderlerinin, "Bölgede, kanser olarak görülen İsrail olduğu sürece, bu sorun devam edecektir" sözünü teyit ettiğini kaydetti. İsrail'in Kudüs'ü başkent ilan etmek istediğini, bunun bütün Müslümanlara bir ihanet olduğunu belirten Laricani, bu gibi terör olaylarının da İsrail'in bu uygulamalarının devamı olduğunu ileri sürdü. Laricani, İran üstünde başka baskı seçeneklerini deneyip başarısız oldukları için terörü kullandıklarını kaydederek, Batının bu terör olayları karşısında sessizliğini koruduğu için utanması gerektiğini bildirdi.

Laricani, "Bizim bu bilim dalında çok aktif bir genç neslimiz var. İsrail eğer 4 tane terör olayı ile bu çalışmanın önüne geçebileceğini düşünüyorsa çok yanlış düşünüyor. Gelecekte yapılacak çalışmaları, yeni gelişmeleri de herkese duyuracağız. Kimse bizim önümüze geçemeyeceğini anlayacak" diye konuştu.

Suriye'deki durum ile ilgili soruya karşılık Laricani, İran'ın her zaman halklardan yana olduğunu, Tunus'taki ilk devrimden beri de böyle düşündüklerini söyleyerek, "Bölge halkının kendi kaderini eline almaya hakkı vardır" dedi.

Laricani, "Türk hükümeti ile aynı düşünceyi paylaştıklarınıı, Türk liderlerinin tavırlarına saygı duyduklarını" ancak Suriye olayında, ABD ve Batı'nın İsrail'e karşı uygulanan direnişe darbe vurmak istediğini kaydetti. Pek çok bölge ülkesi batılılara bilgi sızdırırken Suriye'nin İsrail'e karşı iyi bir direnç sergilediğini aktaran Laricani, şunları kaydetti:

"Demokrasi sadece belli bir bölgeye özel bir şey değil, dolayısıyla bazı reformların yapılması gerekiyor. Ama demokrasiden nasibini almamış bazı Arap ülkelerinin demokrasiden söz etmemesi de gerekiyor. Bazılarının meclisleri de vardır ama bu meclisler şaka gibidir. Meclisin tüm üyelerine emirler veriliyor. O üyeler bazen de İsrail'e gidiyorlar. Suriye konusunda bir ABD-İsrail projesi de mevcut. Reform süreci bilinçli bir şekilde yapılmalıdır. Düşmanın satrancı içinde oynamamak lazım. Dolayısıyla bizim görüşümüz Suriye'de reform yapılmalı ancak akıllı bir şekilde ve direnişe zarar vermeden."

"Düşmanın satrancı içinde oynayanlar" arasında Türkiye'nin de bulunup bulunmadığının sorulmasına karşılık Laricani, "Türkiye'nin tutumu ABD ve İsrail'in tutumlarından farklıdır. Türkiye'nin bakışı onlardan farklıdır. Türkiye bölgedeki sorunların iyi şekilde sonuçlanmasından yanadır. Ama ABD ve İsrail bölgedeki olayları kötü hale getirmeye çalışıyorlar. Belki bazı durumlardan dolayı siz böyle bir düşünceye kapılmışsınızdır" yanıtını verdi.

-Radar sistemi-

Türkiye'ye yerleştirilecek olan radar sistemi ile ilgili soruya karşılık da Laricani, bu konunun aydınlatılması gerektiğini belirterek, "Ama bizim Türk dostlarımıza güvenimiz var" dedi. Laricani, aynı konuyla ilgili bir başka soru üzerine de, "Bu radar sisteminin Müslümanlardan yana olmadığını gösteren nedenlerimiz var, buna dikkat edilmesi gerekiyor. Ama sonuçta diğer konular da var ve bu konunun görüşmelerle aydınlatılması gerekiyor" dedi.

Ali Laricani, bölgede Sünni-Şii gerginliğinin tırmandığına dikkatin çekilmesi üzerine, Sünni ve Şiilerin her ikisinin de temelinde Müslüman olduğunu ve aralarında bir çatışma bulunmadığını kaydetti.

Laricani şunları belirtti:

"Bence bu gibi konuların gündeme getirilmesi iyi değil. Mesela ben Irak doğumluyum ve Irak'ı iyi bilirim. Irak'ta Şiiler ve Sünniler yan yana, çok da iyi yaşıyorlar. Bir Iraklının bir eşi Sünni ise diğer eşi Şiidir. Önemli olan husus ki Türk dostlarımız da buna vurgu yapıyorlar, ABD ve Batılılar İslamiyetin mezhepleri arasında ayrımcılık çıkartmak istiyor. Bu konu üstünde durmamız gerek. Türk dostlarımızla da çok samimiyiz, mesela ben Şiiyim Sayın Erdoğan Sünni, ama çok da iyi dostuz. Bizim sorunumuz Şii-Sünni sorunu değil, bizim için İslam sevgisi taşıyan herkes saygıdeğerdir."

Bir gazetecinin Irak'ta Başbakan Nuri El Maliki ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi arasındaki gerginliği Sünni-Şii gerginliğine örnek olarak göstermesi ve İran'ın bu konudaki tutumunu sorması üzerine Laricani, Şii ve Sünniler arasında bir sorun bulunmadığını, siyasiler arasında hep buna benzer sorunlar yaşanabildiğini belirterek, "Bazıları bunu bir mezhep çatışması gibi göstermeye çalışıyor ama gerçek olan Irak'taki bu durumun nedeni mezhepsel değil. Belki bazıları propaganda yoluyla bunu bu şekilde göstermeye çalışıyor" dedi.

Türkiye ile İran arasında yeni sınır kapıları açılması ve organize sanayi bölgeleri kurulması konularının görüşmelerde gündeme gelip gelmediğinin sorulmasına karşılık Laricani, "Bu düşünce eskiden de vardı. İki ülke de buna ilgi duydu. Bu, iki ülke sınırında bulunan bölgelerin ve illerin kalkınmasına yardımcı olacaktır. Ancak bunlar teknik konular ve gelecek hafta KEK toplantısı için Ankara'ya gelecek olan heyet bunları değerlendirecek" diye konuştu.

'Nükleer' suikast


Nükleer çalışmalar, “Hürmüz’ü kapatırız” açıklaması, ABD’li ajana verilen idam kararıyla İran tansiyonu yükseltirken dün sabah Tahran’da bir nükleer bilim adamının suikasta uğradı.
Saldırıda ölen kişinin Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde çalışan ve İran Nükleer Ajansı ile de kurumsal bağı olan 32 yaşındaki Mustafa Ahmedi Ruşen olduğu açıklandı. İki motosikletli saldırgan, Ahmedi’nin Allameh Tabatai Üniversitesi yakınlarındaki aracının altına manyetik bir gereçle bomba düzeneği yerleştirdi. Bombanın patlamasıyla 32 yaşındaki bilim adamı olay yerinde, şoförü ise hastanede yaşamını yitirdi. İranlı yetkililer saldırı metodunun, son iki yıl içinde üç bilim adamının suikastında kullanılan bombaya benzediğini söyledi.

ABD suçlamaları reddetti

İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi, bilimadamı Ruşen’in öldürülmesinde ABD’yi ve İsrail’i sorumlu tutarak “Emperyalist güçlerin ajanları bu suikasta karıştı. Ancak düşmanlar bilmeliler ki, bu gibi terörist saldırılar İran’ın nükleer ilerlemesini durdurmaz” dedi.

İran’ın suçlamasını reddeden Beyaz Saray Sözcüsü Tommy Vietor ABD’nin Ruşen’in ölümüyle “kesinlikle alakasının olmadığını” söyledi. ABD Dışişleri ise Tahran’ın suçlamalarıyla ilgili soruyu yanıtsız bıraktı.

Yahudi blogcu, gazeteci Richard Silverstein, “Güvenilir, büyük siyasi ve askeri tecrübeye sahip kaynağım saldırının Mossad’ın ve İran Halkın Mücahitleri örgütünün işi olduğunu söyledi” dedi.

İki yılda dört suikast

Son suikast, nükleer program sürecinden geri adım atmayacağını açıklayan İran’ın bilim adamlarını hedef alan dördüncü saldırı:

-2009 yılında nükleer fizik uzmanı Şahram Amiri, Suudi Arabistan’a haca giderken ABD’ye kaçırıldığını öne sürmüştü.

-2010 Ocak ayında nükleer bilim adamı Mesud Ali Muhammedi, Tahran’da bombalı saldırıda yaşamını yitirdi.

-2010 Kasım ayında İran’ın en büyük nükleer projelerinden birinde görev alan nükleer fizikçi Macid Şehriyari öldürüldü. Aynı günkü başka saldırıda nükleer fizikçi Feridun Abbasi ve eşi ağır yaralandı.

-2011 Temmuz ayında atom mühendisi Darius Rızai öldürüldü.

MOSSAD suikast için İranlı Kürtleri eğitiyor

İSRAİL gizli servisi MOSSAD’ın, İran’ın nükleer programını baltalamak için İranlı Kürt rejim muhaliflerini eğitip bu ülkeye gönderdiği ve suikast yaptırdığı
ileri sürüldü. Fransız Le Figaro gazetesinin bölge uzmanları ve Fransız gizli servis kaynaklarına dayandırdığı habere göre MOSSAD, bu eğitimler için Kuzey Irak yönetiminin bilgisi dahilinde eğitim kampları kurdu. Dünkü saldırının bu iddialarla ilgisi olduğuna dair bir bilgi yok. Ancak İran, saldırının hemen ardından İsrail’i suçladı.

'Fetih 1453'ün afişi hazır


Fetih 1453’ün fragmanı bile Yunanistan’ı ayağa kaldırmaya yetti.

Şubat ayında vizyona girecek olan “Fetih 1453” filmi Yunanistan’da günün konusu oldu. Ülkenin en çok satan pazar gazetesi Proto Thema’nın internet sitesi, filmle ilgili haberinde “Türklerin 17 milyon dolarlık fetih propagandası” başlığını kullandı. Faruk Aksoy’un yönettiği filmin ABD ve İngiltere başta olmak üzere çok sayıda ülkede izleneceği ifade edilen haberde, Türk sinema tarihinin en büyük bütçeli filmi olduğuna dikkat çekildi.

Bir günde 1 milyon 670 bin


Gazetenin yorumu şöyle: “Türk işgalciler, filmde kendilerini dünyanın hakimi olarak lanse ediyorlar. Ancak Yönetmen Faruk Aksoy, Rumların maruz kaldığı toplu katliamlar ve yağmalamalar gibi tarihin önemli yönlerini göstermekte başarısız kalmış. Filmde Rum askerleri, Osmanlı süper gücü karşısında baş eğmiş olarak gösteriliyor!”

İnternet sitelerindeki forum bölümlerinde de filme yönelik sert eleştiriler yöneltildi.



50 afiş arasından seçildi

Faruk Aksoy ’un yapımcılığını üstlendiği Fetih 1453 filminin afişi Re Prodüksiyon tarafından hazırlandı. 50 ayrı afiş alternatifi arasından yönetmen Faruk Aksoy ’un müdahaleleriyle seçilen afiş, hafta başından itibaren de tüm sinemalarda olacak. Film, 17 Şubat 2012’de sinema izleyicisiyle buluşacak.

ABD'li askerler, ölülerin üzerine 'işedi mi'?


Afganistan'da dört Amerikalı piyadeyi Taliban savaşçılarının cesetlerine işerken gösterdiği söylenen video kayda ilişkin soruşturma başlatılırken...
Amerikan ordusu, Afganistan'da dört Amerikalı piyadeyi Taliban savaşçılarının cesetlerine işerken gösterdiği söylenen video kaydına ilişkin soruşturma başlattı.

Görüntülerde ordu üniforması içinde dört erkek, yerde cansız yatan üç adamın üzerine işerken görülüyor.

Kayıtta bir adamın "İyi günler dostum!" dediği duyuluyor.

Haberin Devamı


Yapılan açıklamaya göre video kaydın nerede yapıldığı ya da gerçekten de ordu mensuplarını içerip içermediği henüz doğrulanamadı.

Ancak yetkililer, kayıtlarda görülen dört erkeğin kimliklerini belirlemeye çalışıyor.

Amerikan Savunma Bakanlığı sözcüsü kayıttaki görüntülerin son derece rahatsız edici olduğunu ve sergilenen davranışın kabul edilemeyeceğini belirtti.

"Evimiz artık sana emanet"


Tutuklanan İlker Başbuğ'un mahkeme çıkışında ilk olarak oğlu Murat Başbuğ'u aradığı ortaya çıktı.
Tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne konulan Genelkurmay eski Başkanı emekli Org. İlker Başbuğ'un mahkeme çıkışında ilk olarak oğlu Murat Başbuğ'u aradığı ve "Ev artık sana emanet oğlum. Ailene sahip çık, yalnız bırakma" dediği öğrenildi.

İnternet Andıcı davası kapsamında tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne konulan emekli Org. Başbuğ'un tutuklanma kararının verilmesinin ardından yaşanan ayrıntılara ulaşıldı.

Edinilen bilgiye göre, emekli Orgeneral Başbuğ tutuklama kararının ardından mahkeme çıkışında ilk olarak oğlu Murat Başbuğ'u aradı. Oğluyla kısa ve duygusal bir konuşma yapan Başbuğ'un "Ev artık sana emanet oğlum. Ailene sahip çık, yalnız bırakma" dediği öğrenildi.

Yedi saat süren sorgunun ardından tutuklanan Başbuğ'un adliyeye gelirken yanında bir çanta getirdiği de ortaya çıktı. Başbuğ'un mahkeme kararının ardından yanında bulunan korumalarına, "Bir haftadır bunu biliyordum. Mahkemenin böyle bir karar vermesini bekliyordum" dediği iddia edildi.


7 saatlik savcılık ifadesi

İnternet Andıcı davasına bakan İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, sanık savunmalarında ve belgelerde adı geçen Başbuğ hakkında mahkemenin, 30 Aralık 2011'de aldığı karar doğrultusunda İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca soruşturma başlatılmıştı.

Geçtiğimiz hafta İnternet Andıcı davası kapsamında İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde savcı karşısına çıkan Başbuğ'un ''örgüt yöneticiliği'' ve ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs'' suçlarından tutuklanmasına karar verilmişti.

Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki 5 No'lu L Tipi Kapalı Cezaevi'nde kendi isteği üzerine geçici olarak tek kişilik bir odaya konulan emekli Orgeneral İlker Başbuğ, geçen hafta kızı ve oğlu tarafından ziyaret edilmişti.

"2008'den beri bekliyorduk"

Başbuğ'un oğlu Murat Başbuğ, 8 Ocak'ta yayınlanan bir röportajında şu ifadeleri kullanmıştı: "Aslında 2008 yılından beri bekliyorduk bir şey olacağını. Babam ifadesinde de çok açık şekilde söyledi. Devletin zirvesinde Cumhurbaşkanı, Başbakan'la oturup konuşmuş, durum değerlendirmesi yapmış, nasıl terör örgütünün başı olabilir? Terör örgütü lideri dedikleri babam, 1993-1995 yılları arasında Güneydoğu'da teröristlere karşı aslanlar gibi çarpıştı. Bir çatışmada şehit düşmesini son anda emir astsubayı önledi. Osman Pamukoğlu hayatta, sorsunlar ona. Babam hakkındaki suçlamalara 'trajikomik' diyor ya, bence çok hafif bir tanımlama. Bana göre bu suçlamalar tam bir iğrençlik."

Öcalan’ın villası için katliam!


PKK Suriye'de namluyu yeniden Kürtlere yöneltti. Terörist başı Öcalan'ın Suriye’de kaldığı villayı isteyen PKK, mülk sahibi 'hayır' yanıtı verince aile katliamına imza attı.Türkiye Gazetesi'nin haberine göre, Suriye’de Baas rejiminin bekçiliğine soyunan PKK, cinayetler işlemeye devam ediyor. Namluları Kürtlere çeviren örgüt, Meşal Temo cinayetinden sonra, Kürt bölgesinde yeni infazlar gerçekleştirdi. Örgütün hedefinde yer alan kişiyse bu defa, Abdullah Bedro ve ailesi oldu.

ESKİ HAMİYE KURŞUN

Abdullah Bedro, Suriye’nin Kamişlo kentinde yaşayan eski bir PKK sempatizanı. Geçmişte Abdullah Öcalan’a çok yakın duran isimlerden. PKK’nın Suriye’de yerleşmeye başladığı ilk dönemlerde; örgütün barınması için bazı evleri kendi adına tapuda kaydettiren birisi. Hatta Öcalan’ın Şam’daki evi ve Lazkiye’de bulunan bazı konutları da tapuda kendi adına yazdırıp sonra bunları örgüte kiraya vermiş gibi gösteren bir Suriyeli Kürt. Yani PKK’nın eski hamisi. Ancak bu hamilik Abdullah Bedro’ya çok pahalıya patladı. Yıllar sonra evleri geri almak isteyen örgüt Bedro’yu ve üç oğlunu kurşun yağmuruna tuttu. Bedro ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılırken üç oğlu ise öldü.

VİLLA VE PARA HESAPLAŞMASI

Edinilen bilgiye göre olay geçtiğimiz Cuma güne gerçekleşti. Suriye’yi yeni üs olarak seçen PKK, geçmişte kullandığı villa, ev ve arazilerin peşine düştü. Geçmişte mülk edinmesine izin verilmediği için satın aldığı evleri, arazileri ve iş yerlerini güvendiği Kürtlerin üzerine tapulattıran PKK, bu yöntemle birçok kişi adına mülk edinmişti. Ancak 1998 yılında Abdullah Öcalan’ın Şam’ı terk etmesinin ardından burada zayıflayan örgüt, geçmişteki mülkleri üzerinde hak iddia edemiyordu. Suriye’de siyasi boşluk nedeniyle güçlerinin bir kısmını Esad’a destek vermesi amacıyla bölgeye kaydıran PKK, Baas rejiminden aldığı güçle özellikle Abdullah Öcalan’ın kullandığı villa ve konutların peşine düştü. Öcalan’ın Şam’da kullandığı evlerle, Lazkiye’de kaldığı villayı almak isteyen PKK, bir zamanlar kendisine hamilik yapan Kürtlerle kanlı bıçaklı olmaya başladı. Örgütün ilk hesap sormaya çalıştığı kişi de Abdullah Bedro oldu.

KURŞUN YAĞDIRDILAR

Aralarında Hebat (Xebat) Derik ismindeki militanın da bulunduğu bir grup PKK’lı Abdullah Bedro’nun evini bastı. Çıkan tartışmada Abdullah Bedro, “villa ile konutların kendisine ait olduğunu, geçmişte alıp bunları örgüte kiraladığını” ileri sürdü. Örgüt mensupları da değeri 2 milyon doları aşan villa ile birçok dairenin PKK’nın olduğunu ve bunların artık kendilerine verilmesini istedi. Tartışma silahlı çatışmaya döndü. Tabancaların konuştuğu çatışmada Abdullah Bedro ile Ahmet adındaki oğlu yaralandı. PKK’nın Haseki, Kamişlo ve Amude sorumlusu olarak gönderdiği Hebat Derik de yaralandı. Yaralılar Kamışlo Hastanesi’ne kaldırıldı. Olayı duyan PKK’lılar hastaneyi bastı. Ahmet Abdullah’ı (Bedro’nun oğlu) öldürdüler. Abdullah Bedro’nun iki oğlu Nidal ve Ammar, öldürülen kardeşlerinin cenazesini almaya gelirken PKK’lı militanlar, hastane bahçesinde iki genci de kurşun yağmuruna tuttular.

AİLE ESKİ PKK’LI

Sonuç itibarıyla Abdullah Bedro’nun üç oğlu PKK tarafından öldürülmüş oldu. Abdullah Bedro ise ağır yaralı olarak Kamışlo Hastanesi’nde tedavi altında tutuluyor. Ameliyat olan ve bir böbreği ve dalağı alınan Bedro ölüm kalım savaşı verirken PKK ise ailenin diğer fertlerinden hesap sormanın planlarını yapıyor. Yaşanan çatışma ile ilgili bilgi veren güvenilir bir kaynak, “PKK, Baas’tan aldığı destekle Suriye’deki Kürtlere kan kusturuyor. Meşal Temo ve ardından Abdullah Bedro’ya yönelik infazlar, gözü dönmüşlüğün göstergesi. Bunun devamı gelebilir. Mülklerin tamamı Bedro ailesine ait olmasa da bir kısmı onlara ait. Çünkü Abdullah Bedro geçmişte bir PKK’lıydı. Kızı ve oğlu örgütün içinde yer aldı. Fakat daha sonra silah bırakıp evlerine geri döndüler. Ancak herkes bu ailenin PKK için geçmişte hamilik yaptığını biliyor” diye konuştu.

ŞENER’İ TUTTU

Abdullah Öcalan’ın Şam’da kaldığı süre boyunca adaşı Abdullah Bedro’dan destek gördü. Ancak Öcalan’ın örgüt içinde infazlar yapması sebebiyle Bedro, zamanla Öcalan’dan soğudu. Özellikle Mehmet Şener’in Öcalan diktatörlüğüne karşı çıkması nedeniyle Bedro ailesi de tavır değiştirdi. Öcalan’dan ziyade Mehmet Şener ve arkadaşlarından yana tavır sergiledi. Böyle olmasına rağmen Mehmet Şener, Kamışlo’da örgüt tarafından öldürülmesine karşın Abdullah Bedro’ya geçmişte yaptıklarından ötürü kimse karışmadı. Örgüt, Bedro üzerine kayıtlı olan villa ve konutları kullanmaya devam etti. Bu durum geçtiğimiz Cuma gününe kadar böyle süre geldi. Ancak Suriye’de kalıcı olmaya yönelik hazırlık yaptığı belli olan PKK, söz konusu bu mülklerin tapuda kendi adına kaydedilmesini istiyor. Bundan dolayı mal, mülk para hesaplaşması sonucu cinayetler işlenmiş oldu.

NAMLUYU KÜRTLERE ÇEVİRDİ

Namluları Kürtlere çeviren örgüt, Meşal Temo cinayetinden sonra, Kürt bölgesinde yeni infazlar gerçekleştirdi. Örgütün hedefinde yer alan kişiyse bu defa, Abdullah Bedro ve ailesi oldu. PKK’nın Kürtlerin kanını dökmesinin ve bölgede terör estirmesinin en büyük sebebi ise, bir zamanlar kullandığı mülklerin tapusunu kendi üzerine almak...

HAMİLİĞİN CEZASINI KANIYLA ÖDEDİ

Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın refah içinde yaşamasını sağlayan Abdullah Bedro, PKK’nın hamiliğini yapmış olmanın cezasını kanıyla ödedi. 3 oğlu da terör örgütü tarafından kurşunlanarak öldürülen Bedro, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede ölüm kalım savaşı veriyor.

Çekmeköy'de bombalı saldırı son anda önlendi


PKK'nın üst düzey sorumlularından Fehman Hüseyin'in verdiği talimat doğrultusunda Çekmeköy'de bulunan bir alışveriş merkezi önünde bombalı eylem hazırlığında olduğu iddia....
PKK'nın üst düzey sorumlularından Fehman Hüseyin'in verdiği talimat doğrultusunda Çekmeköy'de bulunan bir alışveriş merkezi önünde bombalı eylem hazırlığında olduğu iddia edilen terör örgütü üyesi suçüstü yakalandı. Zanlının üzerinde bilye ve çivilerle güçlendirilmiş parça tesirli bomba ele geçirildi.

Alınan bilgiye göre, terör örgütü PKK'nın üst düzey sorumlularından Fehman Hüseyin tarafından son dönemde güvenlik güçlerince yapılan operasyonlardan dolayı terör örgütünün içine düştüğü zor durumdan kurtularak moral kazanması amacıyla metropol illerde riski az ve kamuoyunda ses getirici eylemler yapılması talimatı verildiği bilgisine ulaşan İstanbul İl Jandarma Komutanlığı hemen harekete geçti. Yapılan istihbari çalışmalar sonucunda Fehman Hüseyin'in verdiği talimat doğrultusunda Yurtsever Demokratik

Gençlik (YDG) örgütü üyesi M.E.'nin sansasyonel bir eylem hazırlığında olduğu belirlendi. İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ve İl Emniyet Müdürlüğü'nün koordinesinde başlatılan takip ve çalışmalar sonucunda M.E.'nin 7 Ocak 2012 günü üzerinde bulunan patlayıcı maddeleri kullanacağı veya el değiştirebileceği tespit edildi. Operasyon için düğmeye basan jandarma ve polis ekipleri, 7 Ocak 2012 günü saat 19.00 itibariyle Çekmeköy ilçesi Cumhuriyet Caddesi üzerinde beklemeye başladı. Şüpheli, elinde beyaz bir

Haberin Devamı


poşetle Cumhuriyet Caddesi'ndeki bir alışveriş merkezi önünde eylem hazırlığı içerisindeyken saat 20.40'da suçüstü yakalandı. Şahsın üzerinde yapılan aramada, teneke kutusu içerisinde kullanıma hazır vaziyette parça tesirli (cam misket) el yapımı patlayıcı madde, yine teneke içerisinde patlayıcı olduğu değerlendirilen kimyasal karışımlı toz madde, 1 adet patlayıcı maddenin ateşlenmesinde kullanılan 16 cm uzunluğunda saniyeli fitil, 1 adet cep telefonu, 1 çift muayene eldiveni, 1 adet siyah renk kar maskesi ve 1 adet çakı ele geçirildi.

Gözaltına alınan M.E.'nin üzerinde ele geçirilen yaklaşık 250 gram ağırlığındaki el yapımı patlayıcı maddenin, parça tesirini arttırmak maksadıyla bilye ve çivilerle güçlendirildiği belirlendi. İfadesi alındıktan sonra adliyeye sevk edilen zanlı, tutuklanarak Metris Cezaevi'ne gönderildi.

11 Ocak 2012 Çarşamba

Metroya altında iç çamaşırıyla bindi


Pazar günü (8 Ocak) senelik "Pantolonsuz Metro Yolculuğu" eylemi için İstanbul metrosunda biraraya gelenler, neden pantolon giymediklerini soranlara "pantolonumu giymeyi unuttum", "üzerime kahve döküldü", "giyinmeye vaktim olmadı" gibi cevaplar verdi.Bianet'in haberine göre dünya çapında düzenlenen eylemi İstanbul'a taşıyan, kişi, Yeni Zelanda'dan gelen ve şu anda Türkiye'de yaşayan Rowan Savage.

Savange, fototoğrafları da eklediği eylemi blogunda şöyle anlattı.

"16 maceracı metroda buluştuk. Altı erkek yanımıza yaklaşıp, 'Pantolonsuzlar eylemi mi' diye sordu. Bizde 'evet, katılacak mısınız' dedik, 'Hayır, biz sivil polisiz. Eyleminizden haberimiz var.' Uzun bir konuşmadan sonra, eylemi yapmamıza izin vereceklerini ancak bizi izleyeceklerini ve kameraya çekeceklerini söylediler. 'Bizim güvenliğimiz için' burada olduklarını da eklediler."

Polisler ellerindeki kamerayla onları takip etmeye başlayınca, bazı katılımcılar pantolonlarını çıkarmaya çekinmiş ve eyleme pantolonlarını çıkarmadan destek vereceklerini söylemişler. Sonuçta altı kişi metronun içinde pantolonlarını çıkarmış ve dört duraklık "Pantolonsuz Metro Seyahati"nde istedikleri kendi deyimleriyle "şaşırtıcı, kaotik ve eğlenceli sahneyi" elde etmişler.

Pantolonsuz Metro Yolculuğu nedir?
Improv Everywhere, 2001'de New York'ta kurulan bir komedi performans grubu. Sloganları "We Cause Scenes", yani kamusal alanlarda şaşırtıcı, kaotik ve eğlenceli sahneler yaratmak. İnternet üzerinden örgütlenip, şehir meydanlarında, tren garlarında toplu performanslar yapıyorlar.

"Pantolonsuz Metro Yolculuğu" New York'ta yedi kişiyle başlamış. Arkasındaki fikir basit: Ratsgele yolcular, kışın farklı duraklardan pantolonsuz olarak metroya biner. Kış olduğu için montları, bereleri, atkıları üstlerindedir. Alışılmadık tek şey ise pantolonların olmaması.

Grubun Youtube kanalı, sitede en çok abonesi olan 56. kanal. New York'ta başlayan eylemlerde gözaltına alınan, haklarında "kamu düzenini bozan davranışta bulunmak" suçlamasıyla davalar açılmış.

Grup herşeye rağmen eylemlerine devam etmiş ve 27 ülkede 60 şehire yayılmışlar. Haklarındaki suçlamalar da her seferinde düşmüş.

Bu sene on birincisi düzenlenen eyleme New York'ta 4 bin kişi katıldı.

PKK yandaşları okul bastı


Adana'da terör örgütü PKK yandaşları Seyhan Belediyesi İlköğretim Okulu'nu basıp 1'i bayan 3 öğretmeni darp ederek kaçtı.

Olay merkez Seyhan ilçesine bağlı Ova Mahallesi'nde meydana geldi. Daha önce Seyhan Belediyesi İlköğretim Okulu'nda okuyan ancak PKK yandaşı olduğu için okuldan atılan yaklaşık 10 kişi okulu bastı. Okulu basan şahıslar öğretmenlerin çocukları Türkleştirdiğini ileri sürerek okul içerisinde bağırıp PKK lehine slogan atmaya başladı. Bunun üzerine koridora çıkan 2 erkek ve 1 bayan öğretmen okulu basan şahısların okulu terk etmesi için uyardı.

Diğer öğretmenler ise polisi arayarak okulun basıldığını söyledi. Bu sırada kendilerine karşı gelen 3 öğretmeni PKK yandaşları darp etmeye başladı. Bayan öğretmenin kolunu kıvırıp yere yatıran PKK yandaşları koridorda sürükledikten sonra olay yerinden kaçtı. Okulun dışına çıkan PKK yandaşları okul duvarına da PKK yazarak olay yerinden ayrıldı. Bu arada, okula Şakirpaşa Polis Merkezi ve Adana Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri geldi. Ekiplere PKK yandaşları taş atarak çalışmalarını engellemeye çalıştı. Polisin şahısları kovalaması sonucu PKK yandaşları ara sokaklara kaçarak dağıldı.

Darp edilen öğretmenler hastanede ayakta tedavi olduktan sonra polis merkezinde ifade verdi. Öğretmenleri darp eden PKK yandaşlarının yakalanmasına çalışılıyor. Adana İl Milli Eğitim Müdürü Abdulgafur Büyükfırat ise konuyla ilgili inceleme başlatıldığını söyledi.

Yeni Akit'ten çirkin hareket!


Yeni Akit Gazetesi bugünkü manşetinde ikinci Ergenekon davasında tutuklanan Emekli General Hurşit Tolon'u taşıdı ama Tolon'un eşiyle çekilen fotoğrafını böyle sansürledi...Güncelleme:11 Ocak 2012 12:16
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan ardından sağlık sorunları gerekçe gösterilerek tahliye olup GATA'da tedavi gören Tolon'u manşetine taşıyan gazete Emekli General'in tahliyeden sonra balolara koştuğunu öne sürdü.

Hurşit Tolon'un eşi Ayla Tolon'la dans ederken çekilmiş bir fotoğrafını yayınlayan gazete sırtı ve omuzları açık olan Ayla Tolon'un bu görüntüsünü mozaikledi.

Damat, bakan danışmanı oldu


Atatürk aleyhindeki sözleriyle tanınan RP’li Şevki Yılmaz’ın damadı, Bakan müşaviri oldu.Güncelleme:11 Ocak 2012 11:54
Damat da Atatürk’ün bir çok sözünün, Hz. Ömer ve Hz. Ali’ye ait olduğunu öne sürmüştü.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Refah Partisi eski milletvekili Şevki Yılmaz’ın damadı ve AKP milletvekili adayı Nedim Arsal’ı, Bakan müşaviri olarak aradı. Atatürk aleyhindeki sözleri ile hatırlanan ve ‘’Çankaya, Ezankaya olmalı’’ diyen Yılmaz’ın damadı Nedim Arsal da, ‘’Ya İstiklal Ya Ölüm’’ sözünün Atatürk’e değil, Şeyh Şamil’e ait olduğunu öne sürmüştü.

Refah Partisinin kapatılmasına neden olan Şevki Yılmaz’ın damadı Arsal, facebook sayfasında ayrıca Atatürk’e mal edilen ‘’Adalet Mülkün Temelidir sözünün Hz. Ömer'e, Hayatta en hakiki mürşit ilimdir sözünün Hz Ali'ye, Köylü milletin efendisidir sözünün de Kanuni Sultan Süleyman'a ait olduğunu öne sürmüştü.

AKP İzmit İlçe Başkanlığı yapan ve milletvekili adayı da olan Arsal’ın bakan danışmanlığına getirilmesi soru önergesine de konu oldu. CHP Kırklareli milletvekili Turgut Dibek, TBMM’ye verdiği önergede ‘’Bakanlığa ataması yapılan kişiler için AKP adaylığı şartı mı aranmaktadır. Arsal’ın Atatürk’e dil uzatan sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?’’ diye sordu.

FT'den Erdoğan için ilginç başyazı

Financial Times gazetesine göre 'Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği arzusu zayıflarken Türkiye'den otoriter bir rejim olmaya yönelik işaretler alınıyor.'
Güncelleme:11 Ocak 2012 12:12
Financial Times'ın başyazılarından birinin başlığı "Erdoğan, adalet ve hukukun üstünlüğü."

Makalede "Türkiye'nin lideri otoriter bir yönetime doğru sürükleniyor" yorumu yapılıyor.

Erdoğan'ın 2002'de iktidara gelişinden bu yana Türkiye'ye daha açık ve liberal bir demokrasi olma yoluna doğru öncülük ettiğini yazan Financial Times'a göre 'Avrupa Konseyi'nin Türk yargı sistemine ilişkin bu haftaki raporu ise bu ilerleyişin giderek duraklayan doğasını ortaya koyuyor.'

Haberin Devamı


Gazeteye göre rapor "Erdoğan'ın insan haklarına daha fazla saygı gösterme anlamında attığı adımları kabul ediyor. Bununla beraber Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği arzusu zayıflarkenTürkiye'den otoriter bir rejim olmaya yönelik rahatsız edici işaretler alınıyor."

CHP lideri Kılıçdaroğlu'na Silivri cezaevi çıkışındaki yargıyı eleştirel sözleri nedeniyle soruşturma açılmasına dikkat çekilen makalede 100 gazetecinin cezaevinde tutulduğu hatırlatılıyor.

Financial Times'a göre "Erdoğan, uzun zamandır beklenen yeni anayasa sözünü tutmalı. Gazeteye göre yeni anayasa sadece ifade ve diğer özgürlükleri değil, Kürt azınlığın temel haklarını da güvence altına almalı. "

Financial Times, Erdoğan'ın bugüne dek hiç bir Türk liderin yapmadığını yapıp 1930'larda 13 bin Kürdün öldürülmesi nedeniyle özür dilediğini, ama sadece iki hafta önce 35 Kürt sivilin militan sanılarak öldürülmesi nedeniyle özür dilememeyi sürdürdüğünü hatırlatıyor ve "bu tür zıtlıklar giderilmeli" yorumunu yapıyor.

Hatta gazeteye göre bu, Arap baharı sonrası Türkiye'nin artan bölgesel nüfuzu göz önüne alındığında çok daha büyük önem taşıyor.

Zira Türkiye hükümeti yeni yeni şekillenen Arap demokrasilerine rol model olarak gösteriliyor.

Financial Times'a göre 'durgunlaşan ekonomiyle otoriter rejimin güçlenmesi, bir gerginlik reçetesi. Bundan kaçınmak için, Ankara, Erdoğan'ın 2002 yılında belirlediği yolda devam etmeli.'

6 Ocak 2012 Cuma

Bugün seçim olsa ne olurdu?


ANAR'ın 17-25 Aralık'ta 26 şehirde 5193 denek üzerinde gerçekleştirdiği anketin sonuçları açıklandı.ANAR'ın 17-25 Aralık'ta 26 şehirde 5193 denek üzerinde gerçekleştirdiği anketin sonuçlarını Yeni Şafak gazetesi yazarı Yasin Doğan köşe yazısında yayınladı.

Anket sonuçları partilerin oy oranlarını şu şekilde yansıtmaktadır:
1 -AK Parti yüzde 53.7
2- CHP yüzde 23.4
3- MHP yüzde 12.9
4- BDP yüzde 6
5- Sonuçlara göre diğer partilerin toplamı yüzde 4.1

AK Parti'nin Güneydoğu'daki oyu yüzde 51.3 iken BDP'nin yüzde 34.1'dir. Doğu Anadolu'da ise AK Parti yüzde 52.5, BDP yüzde 33.7 oy oranlarında görünmektedir.

Hükümetin uyguladığı politika ve hizmetlerde 'Sağlık' ile 'Ulaşım' ve 'eğitim' ilk sıralardaki yerini korurken, son sıralarda kalan 'terörle mücadele' ortaya konulan başarılı operasyonlar neticesinde üç dört sıra yükselerek 'daha başarılı' bulunur hale gelmiştir.

VAN DEPREMİNDE HÜKÜMET SINIFI GEÇTİ Mİ?
Hükümetin genel başarı puanı da Aralık ayı içinde yükselmiş yüzde 59.7'ye ulaşmıştır. Hükümetin deprem sonrası Van'a en hızlı şekilde müdahale etmekte ve yardımları ulaştırmakta olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 66.4'tür. Deneklerin yüzde 65.2'si hükümetin deprem sonrası oluşan sıkıntıları çözmek için gerekenleri yapmakta başarılı olduğunu düşünmektedir. 'Afet durumlarına müdahale ve yardım konusunda devlet geçmiş yıllara göre daha hazırlıklıdır' kanaatini paylaşanların oranı yüzde 69.1'dir.

DERSİM TARTIŞMALARINA HALKIN BAKIŞI
Dersim tartışmalarında kamuoyunun Erdoğan'ın tavrını olumlu bulduğu, Kılıçdaroğlu'nun tutumunu ise eleştirdiği anlaşılıyor. Başbakan'ın Dersim'de yaşananlar sebebiyle özür dilemesini destekleyenlerin oranı yüzde 41.2, yanlış bulanların oranı yüzde 28.4. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Dersim hakkındaki tutumunun doğru olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 19.9, Kılıçdaroğlu'nun yanlış yaptığı düşünenlerin oranı yüzde 42.3. Dersim konusunda CHP'nin tabanı ile yönetimi arasındaki hissiyat farklılığı bariz şekilde görünüyor. Dersim çatlağı bir yönüyle CHP'deki liderlik sorununu da derinleştirmiş durumda. CHP'nin Kılıçdaroğlu'nun yerine yeni bir genel başkana ihtiyacı olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 55, ihtiyaç yoktur diyenlerin oranı yüzde 26.9. CHP seçmeninin bile yüzde 37.8'i böyle bir ihtiyaç olduğuna inanıyor.

KCK OPERASYONLARINA DESTEK VAR MI?
KCK operasyonları konusunda da hükümetin duruşuna yönelik ciddi bir kamuoyu desteği oluştuğu anlaşılıyor. KCK'nın masum bir yapılanma olmadığı ve terör örgütünün parçası olduğu kanaatini taşıyanların oranı yüzde 62'dir, sadece yüzde 15.9 bu kanaati paylaşmamakta veya yürütülen operasyonları eleştirmektedir.

YENİ ANAYASA KONUSUNDA HALK NE DÜŞÜNÜYOR?
Yeni Anayasa konusunda da ANAR'ın anketine göre yüksek bir beklenti var. Türkiye'nin sivillerin eliyle yapılmış yeni bir anayasa ihtiyacı var mı sorusunun cevabı şöyle: Evet yüzde 65.7, hayır yüzde 20.1. Evet oranı AK Partili seçmende yüzde 66.3, CHP'li seçmende yüzde 61.5, MHP'li seçmende yüzde 62.7. Tüm partilerin seçmenleri yeni anayasa konusunda beklenti içinde. Parti yönetimlerinin bu beklentiyi karşılıksız bırakmaması, bu inancı boşa çıkarmaması büyük önem taşıyor.

ABD'den Başbuğ'un tutuklanmasına ilk yorum


ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklanmasıyla ilgili gelişmeleri izlediklerini belirtti.Güncelleme:07 Ocak 2012 09:08
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklanmasıyla ilgili gelişmeleri izlediklerini belirtti.

Nuland, günlük basın brifinginde konuyla ilgili bir soru üzerine, ''Bu konuyla ilgili gelişmeleri de tabii ki takip ediyoruz. Devam etmekte olan 'Ergenekon' davasındaki epey yüksek profilli bir dava. Türk hükümetine, bu davalarla ilgili inceleme ve adli kovuşturmaların şeffaf biçimde ilerlemesi ve tüm sanıkların uluslararası standartlara uygun olarak adil bir sürece tabi tutulmasının sağlanması çağrısında bulunduk. Bu tabii ki, eski Genelkurmay Başkanı (emekli Orgeneral İlker Başbuğ) için de geçerli olmalı'' diye konuştu.

''Türk hükümetine ne zaman çağrıda bulundunuz? Bugün mü?'' yönündeki bir soru üzerine Nuland, ''Bu davaların ilk başlangıcından beri bu çağrılarımızı yapmaktayız. Spesifik bir detayım yok ama büyükelçiğin (ABD'nin Ankara Büyükelçiliği) bu tür girişimleri son günlerde Türk hükümeti nezdinde yaptığına eminim'' dedi.
Nuland, ''Aldığınız yanıtlara ilişkin bir yorum yapabilir misiniz?'' sorusunu ise, ''Türk hükümetinin, bu konuyu yakından takip ettiğimizi ve Türk anayasasına, uluslararası standartlara uyulduğunu görmek istediğimizi bildiğini düşünüyorum'' diye yanıtladı.

Kılıçdaroğlu'ndan Başbuğ yorumu


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklanmasını yorumladı.
ANKARA (ANKA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasını değerlendirirken, “Kaldı ki Anayasa’nın bir maddesi var, Genelkurmay Başkanlarının Yüce Divan’da yargılanacağına ilişkin. Düşünün bu bile atlanıyor. Burada katledilen bir hukuk. Öyle bakmamız lazım” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’den ayrılırken basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Basın mensuplarının eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasına ilişkin sorusuna yanıt veren CHP Genel Başkanı, Yüce Divan’a işaret ederek, şöyle devam etti:

“Eğer hukuk herkes için varsa, eğer hukukun üstünlüğü demokrasilerde çok temel bir kavramsa herkesin adil mahkemelerde yargılanması gerekir. Yargılama sürecine hepimizin saygı duyması gerekir. Ama özel yetkili mahkemeler bizim anladığımız anlamda hukukun üstünlüğüne dayanan mahkemeler değil. Bu mahkemeler siyasi iktidarın sopası gibi kullanılan mahkemeler. Bu mahkemeler adalet dağıtmıyor. Bu mahkemelerde adalet söz konusu değil. Kaldı ki Anayasa’nın bir maddesi var, Genelkurmay Başkanlarının Yüce Divan’da yargılanacağına ilişkin. Düşünün bu bile atlanıyor. Burada katledilen bir hukuk. Öyle bakmamız lazım. Biz Genelkurmay Başkanları yargılanmaz, başkaları yargılanmaz diye düşünmüyoruz. Herkes yargılanabilir, ifadesi alınabilir ama gerçek anlamda hukukun olduğu yerlerde bu kavramlar bu hareketler bir anlam taşır. Burada gerçek hukuk söz konusu değil. Şimdi gazetelerin bir kısmı diyor ki, efendim sivil bir savcı tarafından tutuklandı diye, tutuklanma talebiyle mahkemeye gönderildi, eski DGM mahkemeleri bile bu mahkemelerden daha sivildi. Sivil emir komuta zinciri dışında bir anlam içeriyorsa bunlar zaten emir komuta zinciri içinde çalışan mahkemeler, bunlara sivil mahkeme demek mümkün değil. Bunlar siyasi iktidarın istediği zaman istediği şekilde yönlendirebileceği istediği kararı aldırabileceği mahkemeler. Olaya böyle bakmamız lazım.”

-“ANAYASA’DA HÜKÜM ÇOK AÇIK”-

Bir basın mensubunun, “Sizin tercihiniz Yüce Divan’da yargılanması yönün de mi” şeklindeki soruya CHP Genel Başkanı, “Anayasa öyle diyor. Anayasa’da hüküm çok açık. Zaten Anayasa'da var olan hükümlerin bir kısmı uygulanmıyor, onu biz de biliyoruz. Burada uygulanmıyor. Aslında bu konuda konuşması gereken önce Sayın Başbakan, Adalet Bakanı burada, neler oluyor diye sorulması lazım” dedi.

-“ULUDERE’NİN PERDELENMESİ İÇİN BUNUN YAPILDIĞI BELLİ”-

“Uludere’yi perdeleme amacı taşıdığı yönünde iddialar var?” sorusuna da Kılıçdaroğlu, “Uludere’nin perdelenmesi için bunun yapıldığı belli” diyerek şöyle devam etti:

“Bakın bugüne kadar ne zaman AKP’nin aleyhine bir olay olduysa arkasından buna benzer operasyonlar gelişti. Bu bir tek örnek değil ki, onlarca örnek var. Uludere’nin perdelenmesi için bunun yapıldığı belli. Kaldı ki Allah aşkına ben şunu da merak ediyorum, bu hükümete ben muhtıra verdim diyen kişi hiçbir şey olmuyor bakın, çıkmış ben muhtıra verdim diyor, ona hiç dokunan yok, niye dokunan yok, ona bakıyorsunuz bir de buna bakıyorsunuz.”

Bir basın mensubunun, “Ona muhtıra demiyorlar” sözüne CHP Genel Başkanı, “İlk verildiğinde muhtıraydı, açın gazetelere bakın, şimdi çark ettiler, efendim o muhtıra değil o başka şey bir şey diye” yanıtını verdi.

-“MİLLİ SAVUNMA BAKANININ BUNDAN KAÇMA ŞANSI DA YOKTUR”-

“Milli Savunma Bakanı’nın da bu İnternet Andıcında bir onayı vardı” sözüne CHP Genel Başkanı, şöyle dedi:

“Bir bakan imza atmışsa, onay alınmışsa bakan o sorumluluktan kaçınamaz çünkü bürokraside bir olayın gerçekleşmesi bakan makamının onayına bağlıysa bakan onaylamadığı sürece o olayı bürokrasi gerçekleştiremez. Ancak bakan onaylayıp evet bunu yapabilirsiniz dedikten sonra bürokrasi harekete geçer. Milli Savunma Bakanı'nın bundan kaçınma şansı da yoktur.”

-“BU SÜRECİN NEREDE BİTECEĞİ BELLİ DEĞİL ZATEN”-

Bir basın mensubunun, “Sayın Başbuğ’un ifadesinde ‘ben göreve geldiğimde kaldırdım bu siteleri' dedi, bir anlamda bir önceki Genelkurmay Başkanını işaret eden bir açıklaması oldu, sürecin Büyükanıt’a doğru genişleyebileceğine yönelik bir düşünceniz var mı” sorusuna CHP Genel Başkanı, şunları kaydetti:

“Bu sürecin nerede biteceği belli değil zaten. Bu süreci belirleyen iktidar, hükümet ki hatırlarsınız Sayın Başbakan ben bu davaların savcısıyım demişti. Dolayısıyla bu süreç nerede biter kimi kapsar ne zaman kapsar onlar AKP’ye yönelik ya da AKP’yi sıkıştıran ya da AKP’nin aleyhine olaylar olduğu zaman AKP belli noktalarda köşeye sıkıştığı zaman devlet güvenlik mahkemeleri yine savcılar harekete geçecek, birilerini daha içeriye alacaktır, zamanlamaya öyle bakmamız gerekiyor.”

Sırrı Süreyya, Metiner'i dövecekti


Meclis'te Sırrı Süreyya Önder ile Mehmet Metiner kavgasını diğer vekiller engelledi.Meclis Genel Kurulu’nda tansiyon yükseldi. BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner arasındaki kavga yumruklaşmaya varmadan araya giren vekiller tarafından önlendi.

BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in grubuna yönelik el hareki yaptığını iddia etti. Kürt kökenli AK Parti milletvekillerine seslendiğini belirten Önder, şu ifadeleri kullandı: "Sizi doğuran mübarek, muhterem annelerinizin hiç hatırı yok mu? Burada sanki bu katliamı bu savaş uçağını BDP kaldırmış. 35 yurttaşımız orada katledilmiş. Bunlara bir şey demeyeceksiniz, bunun hakkını arayan BDP'lilere yapmadık hakaret bırakmayacaksınız. BDP sizin oynayacağınız bir parti değildir. Arkasında çok büyük halkın barış, özgürleşme iradesi vardır. Buna tahammül edeceksiniz."

Bahçeli: Vahim hadise


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türk Türk ordusunu terörle aynı kategoriye sokanların bölücü emellere katkı verdiklerini ve hain hedeflerine hizmet ettiklerini asla unutmamaları gerektiğini bildirdi
Bahçeli, “TSK’nın ve mensuplarının terör örgütü kurmanın üssü olarak takdim edilmesi önü alınamayacak kriz ve kaoslara meydan verecektir. Şayet terörün kanlı ortakları, işbirlikçileri ve karanlık yüzleri görülmek isteniyorsa Kandil’e, İmralı’ya, siyasi bölücülere ve Irak’ın kuzeyine bakılması yerinde olacaktır” dedi.

TSK’YI İKİ YIL YÖNETENİN TERÖRDEN TUTUKLANMASI VAHİM HADİSE-

Bahçeli "Genelkurmay Eski Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklanması"
Hakkında yazılı açıklama yaptı. Genelkurmay Eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un internet andıcı isimli darbe plan ve hazırlığı kapsamında tutuklanmasının Türkiye’nin karşılaştığı en önemli sorunlarından birisi olduğunu belirten Bahçeli, “Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesinin zirvesinde iki yıl görev yapan bir şahsiyetin, terör örgütü kurmaktan ve yönetmekten dolayı böylesi bir yaptırıma maruz kalması çok vahim bir hadise olarak gündeme damgasını vurmuştur” dedi.

-“TSK BÜYÜK BİR ZAN VE TÖHMET ALTINA ALINDI”-

Suçu kesinleşmeden hiç kimseye suçlu muamelesi yapılamayacağının yürürlükteki hukuk kaidelerinin en önemlilerinden biri olduğunu hatırlatan Devlet Bahçeli, “Masumiyet karinesi esas alınarak tutukluluğun hak kayıplarına ortam hazırlamaması, peşin hükümler ve önyargıların sürecin yönünü ve içeriğini tayin etmemesi esas olmalıdır. Artık iyice şirazesinden çıkan darbe soruşturma ve iddialarının nerede duracağı ve kimleri kapsamına alacağı belirsiz ve şaibeli bir duruma gelmiştir. Bu sarsıcı gelişmeyle birlikte millet ordusu olan Türk Silahlı Kuvvetleri büyük bir zan ve töhmet altına alınmıştır” dedi.

-“TSK’NIN TERÖR ÜSSÜ OLARAK TAKDİM EDİLMESİ ÖNÜ ALINAMAYACAK KAOSLARA MEYDAN VERECEKTİR”-

Uzayan mahkeme safahatlarının hala bir sonuca ulaşamamasının gerçek anlamda darbeci ya da darbe niyetli kişilerin sağlıklı ve tarafsız bir şekilde ayıklanamaması büyük bir karamsarlık ve kargaşa ortamına davetiye çıkardığını da kaydeden Bahçeli şöyle devam etti:

“Milliyetçi Hareket Partisi, AKP’nin müdahale ve tesiriyle iyice siyasileşen yargı süreçlerinden son derece rahatsız olup, önüne gelenin terör örgütü kurmakla itham edilmesini çok tehlikeli ve marazi bir gelişme olarak görmektedir.

Bölücü terörle mücadelede eşsiz kahramanlıklar sergileyen TSK’nın en üst mevkilerinde bulunmuş komutanları terör ve örgüt kavramlarıyla ilişkilendirmek ve asıl fail gibi sunmak ayıp ve vebal olarak AKP’nin lekeli siciline eklenecektir.

TSK’nın ve mensuplarının terör örgütü kurmanın üssü olarak takdim edilmesi önü alınamayacak kriz ve kaoslara meydan verecektir.

Bu itibarla Türkiye bu sancılı, sisli ve puslu süreçten süratle çıkmalı ve gerçek anlamda bir normalleşmeye kavuşmalıdır.”

Bununla birlikte milletin işleyen yargı süreçlerinin sonuçlanmasını ve adaletin ortaya çıkarılmasını acilen beklediğini, herkesin bundan böyle elini vicdanına koyup düşünmesi gerektiğini kaydeden Bahçeli, “Terör ürettiği suçlamasına maruz kalan ve hükümeti devirme planlarının merkez üssü haline geldiğiyle itham edilen TSK’nın; milletimizin, son yurdumuzdaki güvenliğini, birliğini ve bekasını nasıl sağlayacağı iyi analiz edilmeli ve ahlaklı bir muhasebesi yapılmalıdır. AKP Hükümeti, meseleyi kendi kin ve geleneksel öfkesi çerçevesinde görmekten uzaklaşmadığı sürece, ihtilaflar ve ayrılıklar kemikleşecek, Türkiye büyük bir tuzağın içine çekilecektir. Öncelikle bu buhranlı sürece son verilmesi ve geciken adaletin adalet olmadığını herkesin, bilhassa AKP Hükümeti’nin anlaması büyük bir gereklilik ve aciliyet haline gelmiştir” uyarısı yaptı.

-“TERÖRİST GÖRMEK İSTİYORSAN KANDİL’E BAK”-

Bahçeli MHP’nin kökleşen sıkıntı ve sorun yumağından çıkılması için aklıselimin tercih edilmesinde ve tarafsız bir bakışın hâkim olmasında sonsuz yararlar gördüğünü bildirdi. “Unutulmamalıdır ki, konumu ve görevi ne olursa olsun, hiç kimsenin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şerefli mensuplarını terör örgütü üyesi ya da yöneticisi gibi göstermeye hakkı ve haddi yoktur” diyen Bahçeli açıklamasında şöyle dedi:

“Etnik terörle başarılı, etkili ve kahramanca mücadele veren TSK’ya aziz milletimiz içtenlikle destek olmakta ve bağrına basmaktadır.

Bilinmelidir ki, Türk ordusunu terörle aynı kategoriye sokanlar bölücü emellere katkı verdiklerini ve hain hedeflerine hizmet ettiklerini asla unutmamalıdırlar.

Şayet terörün kanlı ortakları, işbirlikçileri ve karanlık yüzleri görülmek isteniyorsa Kandil’e, İmralı’ya, siyasi bölücülere ve Irak’ın kuzeyine bakılması yerinde olacaktır.”

Share

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More